Ana içeriğe atla

Kayıtlar

KENDİNE AİT BİR-ODA-VIRGINIA WOOLF

Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. İyi ki okumuşum. Virginia Woolf'tan "kadınlar ve kurmaca" hakkında yazması istenir. Daha sonra kadın hareketinin el kitaplarından olacak bu kitapta Woolf, kadınların o dönemde neden edebiyatta fazla yer almadıklarını, kitaplardan iz sürerek açıklamaya çalışır.  O dönemde kızları kabul eden bir kaç kolej vardır. Para kazanmak erkeklerin tekelindedir, kadınlar küçük yazı işleri yaparak para kazansalar bile hukuk, kazandıkları parayı kendilerinde tutma hakkını vermemektedir. Woolf bile teyzesinden kalan miras sonrası karnını doyurma derdinden kurtulup, gerçek yazına yönelebilmiştir. Bu nedenle kendi parasına sahip olmasınının onu , kadınlara oy hakkı verilmesinden daha çok mutlu ettiğini söyler. Woolf, edebiyatta kadının izini sürdükçe kadınlar hakkındaki pek çok kitabın erkekler tarafından yazıldığını fark eder. Bu kitapların çoğu kadınların nasıl iffetli davranması gerektiği veya ne kadar yeteneksiz oldukları hakkındadır. Woolf e

DÖNÜŞ-AYŞE KULİN

  Ayşe Kulin ilk gençliğimden beri okuduğum bir yazar.Adı Aylin, Füreya,Türkan, Tutsak Güneşi, Sevdalinka'yı okudum ve çok sevdim. Bence hepsi dolu kitaplardı.  Dönüş  ise Ayşe KULİN'in bir olayın taraflarının bakış açılarını ayrı ayrı ele alan dörtlemesinin üçüncü kitabı. İlk kitap Gizli Anların Yolcusu'nu okumuş, iyi zaman geçirmiş ama pek de doyurucu bulmamıştım. İki ay önce tatile giderken  yanıma hafif, yormayacak, kolay okunacak bir kitap olarak aldım ve yanılmadım. Kitap oyalıyor ama sonrasında bir şey kalmıyor. Aslında dörtlemenin konusu çok çarpıcı. Evli ve bir genç kız babası İlhami, eşini önce iş arkadaşı Handan'la, sonrasındaysa yine iş arkadaşı Bora ile aldatıyor. Üstüne üstlük kızı Derya 'da Bora'ya aşık. Eşinin olayı öğrenmesi, Bora'nın ölümü, sonrasında eşinin kızı Derya'yı babasından uzaklaştırmasının ardından  Dönüş 'te olayları Derya'nın öğrenmesi, babasını bulması ve babası ile yüzleşmesi anlatılıyor.  Olaylar anlatılıyor ama

YORGUN KADIN

 -Bıktım, bıktım artık! Yeter, arama beni! Ağlayarak kapattı telefonu. Sesi ofiste yankılanmış, herkes tuvalet kapsının önüne toplanmıştı. Utanmıyordu artık… Yaşamaya çalışmaktan utanmaya hali kalmamıştı. Herkesin babası bu kadar yük müydü hayatında? Yaptıkları yetmiyor olmalıydı. 35 yaşında, babası hala peşindeydi. Bazen çocuk olan o mu, ben miyim diye düşünüyordu. Çocukken çok eziyet ederdi babası. Ceviz kabuklarını çöpe attı diye yediği dayak unutulmazları arasındaydı. Kabuklar  sobada yanmalıymış. Ne büyük bir suç Allah’ım? Sonrasında mutsuz baba evinden kaçmak için, sevmediği bir adamla evlendi. Sevmediği adam güvenmedi ona. Cilveli, alımlı bir kadındı. Bir kızı oldu. Adamın dayağından bıktı, daha kızı bir yaşına girmeden boşandı adamdan. Sonrası ferahlık. …O öyle sanmıştı. Bir araba aldı kendine, artık özgürdü. Daha rahat giyiniyordu. Süslenmeyi oldum olası sevmişti. Bir adam sevdi.. Çok sevdi. Öyle böyle sevmedi. İliklerine kadar sevdi.  Hayatının en mutlu günleriydi. Adam polis

HAFİFLEME PROJESİ-3

Geçen hafta iş yerinde yoğun bir haftaydı. Biriken işlerimi azaltmaya çalıştım. Eve turşu gibi gittiğimden pek fazla eşyalara odaklanamadım. Dün  uzun zamandır bekleyen domates sosları vardı, bozulmuşlardır diye içim giderek onları attım. Üçüncü yıla döneceklerdi. Kızdım kendime, düzgün yemek planı yapıp kullanmadım diye. Her gün olmasa da istemediklerime “hayır “ dedim, dünya durmadı, hayat devam ediyor. Cilt bakımı için aldıklarım vardı, aynanın önünde, kullanmıyorum da, rahatsız ediyor beni,onları bitirme kararı aldım.  Bu hafta çok verimli değildi. Ama hayat da iki ileri bir geri zaten. Vazgeçmiş değilim 😊

İZLEDİKLERİM

  BODIES(NETFLIX DİZİ) Bodies , Netflix'in İngiliz yapımı, 8 bölümlük mini  dizisi. Dört farklı yılda (1890-1941-2023 -2053 yılları), dört detektif aynı yerde, aynı şekilde, aynı adamın cesedini bulur. Bu nasıl olabilir? İzleyiciler olarak şaşırır kalırız. Eşimle zamanda yolculuk konulu dizileri seviyoruz. Bunda da zamanlar arası geçiş var. Dizide düğüm çözülüyor  ama açıkçası ben sevmedim, mantıklı bulmadım, karmaşıktı. Zaman yolculuğu gerçek dışıyken çözümde mantık aramak saçma ama insan zihni mantıklı kandırılmak istiyor sanırım. Dizideki zamanlardan en çok 1890 ı sevdim. Renkler naturel ve her şey sadeydi. 1941 karanlık, 2023 ve 2053 yılları çok renkliydi.. THE FALL (DİZİ) The Fall , İrlanda yapımı , üç sezonluk bir suç dizisi. İrlanda' da eğitimli kadınlar, öldürüldükten sonra süslenip, oje sürülüp, estetik bir şekilde  sergilenmektedir. İrlanda polisine yardımcı olmak üzere seksi, zeki ve bağımsız bir kadın olan İngiliz dedektif  Stella Gibson yardıma gelir. İlk olarak ci

ÇELİŞKİ

 O"yumuşak" bir kedi, Bilge, kendin ol dedi. Kedi,kendi olunca, Herkes hakkını yedi. Kedi, gitti bilgeye. Sordu,hatam ne diye. Bilge dedi "dualite", Çözüm patilerinde. Hani " kendim" olmalıydım, Diye sordu bilgeye. Bilge dedi tek sen yok, Senin kişiliğinde. Çağır "kara" gölgeni, Gerek gördüğünde.

COLMAR

Colmar küçük bir Fransız şehri. Basel Havaalanına 65 km mesafede, buradan ulaşımı kolay. Biz araba kiralayarak gittik. Rotayı arkadaşlar belirlemişti. Öncesinde Colmar hakkında bir bilgim yoktu. Alsas  mimarisi diye bilinen mimariye sahip binaları var. Alman çatısı denilen şirin çatıları, binaların duvarlarında çapraz tahtalarla süslemeler var. Sempatik şehrin içinden Ren nehrinin bir kolu geçiyormuş. Bu nehir, şehri kanallarla böldüğünden Küçük Venedik de deniyormuş.(Bence Venedik’in yanından geçmez.) Alsas Şarap Yolu diye bilinen güzergah üzerinde bulunan Colmar’ın şarapları ünlüymüş. Yarım günlük  zamanımız olan bu şehrin sokaklarında yürümek güzeldi. Pastel renkli evleri, her Avrupa şehrinde olan güzel meydanı, sakin bir havası vardı. Yalnız kış ortasında gittiğimizden mi bilmem  dışarıda insanlar yoktu. Koca meydan bomboştu. Küresel ısınmaya rağmen soğuk, yürüyüşten aldığımız hazzı azaltıyordu. Şehirde bolca yürüdük. Donut dükkanında çalışan, filmlerden fırlamış gibi enerjik, neşe