Ana içeriğe atla

KARANLIĞIN KAHKAHASI-AMBROSE BIERCE

KARANLIĞIN KAHKAHASI-AMBROSE BIERCE

Okumadığım kitapları bitirmeden yeni kitap almama kararıma uymaya devam ediyorum.Öyle çok kitap varmış ki. Bunlardan biri de Karanlığın Kahkahası. 2003 yılında doğum günümde hediye gelmiş, 17 yıldır okunmayı bekliyormuş :)

Ambrose Bierce 1842-1916 yılında yaşamış, Amerikalı bir yazarmış. Alanı kara mizahmış. Karanlığın Kahkahası'nı Türkçeye Sulhi Dölek çevirmiş.Sulhi Dölek'in adını görünce çocukken defalarca okuduğum Gülyüzlü Tarlalar kitabı geldi aklıma ve kalbim yumuşacık oldu, okumak için motivasyonum arttı. Gerçekten de çok ustaca, akıcı bir çeviri olmuş.Öykülerde geçen kişilere "Vakitin Nakit Olduğuna İnanan Adam", "Öfkesi Burnunda Biri", "Toplumu Düşünen Yurttaş" gibi isimler vermesinden çok hoşlandım, gülümsetti beni.

Kitap üç bölüm(Sıradışı Öyküler,Temize Çekilmiş Ezop Öyküleri ve Eski Testerelere Yeni Dişler) ve 206 kısa öyküden oluşuyor. Kitaba konu olaylar yüz yirmi yıl öncesinde geçse bile sanki bugünü anlatıyor gibi. Siyasetteki, yargıdaki, insanlardaki çürümüşlük o zaman da aynıymış, bugün de aynı. Bu nedenle 120 yıl öncesini değil de bugünü okuyor gibisiniz. Kitap güncelliğini korumuş. Anladığım kadarıyla yazar insanlardan haz eden biri değilmiş. Aynı zamanda pek çok konuda bilgiliymiş. Bazı öykülerini anlamakta zorlandım, yeteri kadar zeki değilim diye düşündüm önce, sonrasında okuduğumda anlamamı gerektirecek bir şey olmadığını gördüm.Kültür farkından dolayı anlayamamış da olabilirim.  Bazı öyküleri çok zekiceydi., keyif aldım. Bazılarından sıkıldım. Temize Çekilmiş Ezop Öyküleri , gerçek Ezop öykülerinden daha acı vericiydi.  Benim için bu kitabın en dikkat çekici yanı eskiyi değil de bugünü okuyor gibi olmamdı...
""ŞAİRİN CEZASI
Şair, derin düşüncelere sarmalanmış olarak yürüyordu. Soğuktan korunmak için sarınabileceği pek başka bir şeyi de yoktu zaten. Birden, kendini bilmediği bir kentin  kapısında buldu. Kente giriş izni isteyince de "Ne olur ne olmaz," adına tutuklanıp Kral'n önüne çıkarıldı.
"Kimsin?" diye sordu Kral. "Necisin?"
Şair kafasını kullandı. "Uzun El'dir benim adım," dedi çabucak. "Yankesiciliktir sanatım."
Rahatlayan Kral, Şair'in salıverilmesini emretmek üzereydi ki, Başbakan tutuklunun parmaklarının incelenmesini önerdi.
Böylece, Şair'in parmak uçlarının düzlenmiş ve nasır tutmuş olduğu ortaya çıktı.
"Gördünüz mü?" diye gürledi Kral. "Ben demiştim size! Bir hece sayma düşkünü bu...Tehlikeli bir şair! Kendisini derhal Kafa Taşıma Alışkanlığından Kurtarma İşleri Lordu'na havale edin."
O sırada huzurda bulunan Harika Cezalar Yaratma Sorumlusu "Bir dakika yüce Kralım," diyerek araya girdi. "Daha şiddetli bir ceza önereceğim izninizle."
"Neymiş bakalım o şiddetli ceza?" diye sordu Kral.
"Bırakınız o kafayı taşımaya devam etsin."
Öyle buyruk verildi.""


""DELİL YETERSİZLİĞİ
Duygusuz bir Büyük Jüri, bir Devlet Adamı'nın tutuklanmasına karar vermiş, Şerif de kararı uygulayıp onu hapse atmıştı. Bu durumun ince ve duyarlı kişiliğiyle pek bağdaşmadığına inanan Devlet Adamı, Bölge Savcısı'nı çağırıp hakkındaki davanın düşürülmesini istedi.

"Hangi gerekçeyle?" diye sordu Savcı.
"Delil yetersizliği," karşılığını verdi sanık.
"Yetersizlik üstünüzde mi?" dedi Savcı. "Mümkünse görmek istiyorum."
"Memnuniyetle," diyerek cebinden bir çek çıkardı öbürü, "Buyrun."
Savcı çeki dikkatle inceledikten sonra, bunun hayatında gördüğü en yeterli delil yetersizliği olduğuna karar verdi.""


Yorumlar

  1. pikiş bu yazar aklımda olsuuun :)

    YanıtlaSil
  2. Not aldım, teşekkürler! :)

    YanıtlaSil
  3. Tanımadığım bir yazar, not aldım, çok teşekkür ederim. :)

    YanıtlaSil
  4. Okumadığım bir yazardı, not aldım. Okuyabilirim diye düşünüyorum, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  5. bende de öyle çok okunacak kitap var ki..teşekkürler..

    YanıtlaSil
  6. 17 yıl sonra okumanız gülümsetti

    YanıtlaSil
  7. İş bankası yayınlarına başladım diye başka kitaplara yer bulamıyorum resmen gelecek ay için not aldım :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder