Ana içeriğe atla

Kayıtlar

FAHRENHEİT 451-RAY BRADBURY

Fahrenheit 451 i çok satanlar listesinde görüp almıştım. Yeni yazılmış bir kitap olduğunu sanmıştım, okurken de basım yılına bakmadım, sanki bugünü, internetle uyuşmuş bizleri anlatıyor gibiydi. Oysa yazar bu kitabı 1953’te yazmış, bu durum beni oldukça şaşırttı. Distopik bir roman bu . Kitabın adı;  kağıdın tutuşma derecesinden alınmış. Çünkü kitabın konusunu kitapların yasaklanması üzerine. Romanın geçtiği ülkede insanlar ekranlar aracılığıyla uyuşturulur, beyinleri yıkanır.  Sorgulamayan tek tip insan hedeflenir. Doğa gibi, sohbet etmek, kitap okumak gibi insani eylemler yasaktır. Aile yerine, “aile” adı verilen ekranlar satın alırsınız ve odanızın dört duvarına asarsınız buradan insanlar anlamsız cümleler söyleyip sizi oyalarlar. Düşünemeyecek hale gelirsiniz. Böylece düzen devam eder. Olur da kitap okuyacak, evinizde kitap saklayacak olursanız itfaiye teşkilatı evinizi basar ve kitaplarınızı yakar. İtfaiye yangın söndürmek yerine, kitapları yakmak için vardır.  Diren...

DELİRMECE-KALP 3

Biraz çimento, biraz suuuu, biraz çimento dahaaaa......eveeet... iyi gidiyor. .Süper oldu! Önce etrafını sıradan, gri küp taşlarla örecekti, sonradan bu kadar renksiz olmasına içi el vermedi. Aslında bu yeni , sert hayat felsefesine de tersti ya. Neyse... ...Ateş tuğlaları güzel durmuştu. Hem şık, hem de oldukça sağlam olmuştu. Kalbinin etrafını taşla ören kız, kalbi taşlaşmış dedikleri bu olsa gerek diye düşündü. Kalbine kimseyi sokmayacaktı. Kedileri, çiçekleri bile.. Aslında kalbini söküp kedilere yedirmeyi de düşünmüştü. Hem kedilerden, hem kalbinden de kurtulmuş olabilirdi. Offf henüz kalbini taşla örmediğinden olmalı, yapamamıştı. Uzaktan kırmızı taşla örülü kalbine bir baktı, telefonunu çıkarıp taş kalbinin fotoğrafını da çekti. Sonra her zaman ki gibi yine arkasını dönüp gitti.Bu kez yalınayaktı. Önceki bölümler: 1-Kalp 1 2-Kalp 2

SİL BAŞTAN

Bu kaçıncı yeniden başlayışım bilemiyorum:) Sanırım öldüğüm gün de, çok halsiz olmazsam yeni başlangıçlar yapmaya çalışıyor olacağım. Hayatımı sekizmilyonbeşyüzbininci kez yeniden düzenlemeye karar verdim.  Genel olarak enerji düzeyimde bir artış ve bir Norveçli sakinliğinde ve düzeninde yaşamayı hedefliyorum. yani kendime zaman ayırırken her şey kontrol altında olacak, kaos olmayacak. Enerji düzeyindeki artış için beslenme,spor ve düşünce kontrolü öneriliyor. Düzenli egzersiz yapmakla birlikte bana kolay gelen yerde yuvarlanmalı, esneme egzersizleri yapıyordum. Fark ettim ki, zoruma giden, daha hareketli egzersizleri yaptığımda daha çok yorulmakla birlikte enerji seviyem ciddi fark ediyor. Bir haftadır bunu deniyorum. Şimdilik kas ağrıları dışında fena gitmiyor. Düşünce kontrolü için 20 dakika meditasyon yapmaya çalışıyorum. Bazen beceremesem de, zorluyorum kendimi.Gerçekten çok garip bir şeymiş. Düşüncelerimi fark etmeye çalıştığımda aslında takmadığımı sandığım ama içten içe der...

LÜTUF

Evlenmezseniz, boşanırsanız ya da çocuğunuz olmazsa insanlar mutsuz olduğunuzu düşünür.Böyle olmadığına insanları ikna etmek zordur.  Herkes Mustafa'ya üzülmüştü. Oysa herkesin sandığının aksine boşanmak Mustafa'ya iyi gelmişti. Özgürdü artık. Eşi o güne kadar beraber yaptıkları birikimlerin hepsini almıştı. Mustafa'ya sadece bir araba kalmıştı. Bizler onun için üzülürken, o bu durumu dert etmedi.Yaşlı ama eğlenceli annesinin yanına taşındı, emeklilik dilekçesini verip emekli ikramiyesi ile bahçe almaya başladı.  Estetiğe, bir yerleri güzelleştirmeye bayılırdı. Her zamanki gibi sabah altıda kalkıyor, kimsenin dırdırı olmadan bahçeye gidiyordu. Kendini bahçeye adamıştı. Elinden iş de gelirdi. Normal işleri daha uygun fiyatlı yaptırmada da maharetliydi. Bahçeye güzel duvar yaptırıyor, otunu çöpünü temizliyor, ağaçlandırılıyor, başkasının düşünemediği  tasarımlarla albenili hale getirip satıyordu. Maddi durumu eskisinden daha iyiydi. Tüm zamanı kendine aitti. Kendisiyle sıkı...

RAMSES (BATI AKASYASININ ALTINDA) -CHRISTIAN JACQ

Minimalizmin kurallarından biri, bir yıldır kullanmadığın bir eşya varsa elden çıkarmak. Ama hayatta her zaman kurallar işlemiyor. Bu kitabı 2000 yılında doğum günümde almış, bir türlü okuyamamıştım.  Tam 24 yıl benimle gezinmiş, nihayetinde okudum. 2000li yıllarda çok satanlar listesine giren bu kitap, Mısır'ın önemli firavunlarından Ramses'in hayatı hakkında. Mısır Uygarlığı, Maat yasası ile yönetilmektedir. Firavun da Maat Yasası'nın koruyucusudur. Bunu her şeyin önünde tutar. Mısır'da işleyen düzenli bir sistem yanında dini ritüeller de önemli yer tutar. Firavun'un içinde tanrısal ruh vardır. Şüpheye düştüğü konularda dini törenlerle tanrılardan yardım istenir. Tanrılar da doğru kararın ne olduğunu firavuna bildirir. Bunun karşılığında tanrılara adanmış dev tapınakların bakımı düzenli yapılır, tanrılara hediyeler sunulur. Dört tanrı için yapılmış dört büyük tapınak vardır. Firavun'un sağlığını koruması için yeniden doğum törenleri yapılır. İşe yaramış olmalı...

OCAK 2025

2025in ilk ayını düzen oturtmaya çalışarak geçirmişim. Kabul etmem gerekir ki yeniliklere çabuk adapte olamıyorum.Yeni insanlara kendimi anlatmak zor geliyor.Bu nedenle çok çok çok zorlanıyorum. Hala çözebilmiş değilim. Araç kullanma işini bugüne bırakmasaydım iyiydi.Ocak ayının  ikinci gündemi trafiğe çıkmaktı. İhtiyaç duymadığımdan, eşim aracına kıyamadığından, ben de ısrarcı olmadığımdan bu güne kaldı. Şimdi de çok ihtiyacım var. Direksiyon dersi alıp trafiğe çıktım. Ama arkamda araç olunca, insanları bekleteceğim diye panik oluyorum. Sorunum hep diğerlerini düşünmem .Hayatımın her alanında bu eksiğim engel çıkarıyor, çözmem gerekiyor. Psikolojik sorunlarım olduğunda daha kolay hastalanıyorum.Ocak ayım nefes alamayarak geçti. Kökten çözeyim diye doktora gittim.Neredeyse burnumdan hiç nefes alamıyormuşum. İlaçlarla toparladım. Alerji ilacım var ki hem iyileştiriyor, hem de rüyadan rüyaya koşturuyor.Bu arada doktorum kesin çözümün kaburga kemiğinden alınacak kıkırdakla yapılacak e...

FELAKETLER ÜZERİNE

Yangında ölenler, depremde ölenlere üzülmüştü muhtemelen. Konya' da çöken binada ölenlerse, hem yangında hem depremde ölenlere üzülmüştü. Depremdekine, yangındakine, çöken  binadakine üzülenlerin başına neler gelecekti acaba? Hollywood filmlerine konu olan trajedileri bizler canlı yayınlarda izliyoruz. Canlı yayında Rus büyükelçisinin öldürüldüğünü izledik mesela. Kastamonu'da dere yatağına yapılan evlerin sele kapılışını, arabaların içindeki insanların canlı canlı sular altında kalışını izledik. Hızlı trenimiz kaza yaptı,Soma madeni çöktü. Soma'da  vatandaş incinmesin diye ölü sayısı yedirilerek verilmişti. Şubatta 2023 te büyük deprem oldu, depreme üzüldük ama bana en çok dokunan günlerce enkaz altında kalınması,organize olunamaması oldu. Neyse ki zombiler gibiyiz. Ne olursa olsun ayaklanıp devam ediyoruz. Oysa dere yatağına ev yapmasan, ya da yapılan evi almazsan ölmezsin aslında. Gerçek anlamda ölmeyiz de işte..Zombi olmak dışında çözüm de var. Hep beraber ortak bir hed...