Ana içeriğe atla

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 107

 

Okul haftasında Ağaç Ev Sohbetleri'nin konusu da eğitim. Konu Makbule Abalı'dan  gelmiş: 

"Hayal bu ya, bugünlerde "ÖĞRETMEN" olsaydınız öğrencilerinize öncelikle hangi değerleri kazandırmak isterdiniz? Hangi öğretim kademesinde, hangi sınıflarda, hangi branşlarda öğretmenlik yapacağınıza lütfen siz karar verin."

Okul sıralarında on altı yılım geçti. Sistemin çalışkan dediği, her dönem takdirname alan bir öğrenciydim. Sonrasında gördüm ki aldığım belgeler çöpmüş, O kadar müzik dersi almışım,İngilizce dersi almışım, formüller havada uçuşmuş, tüm tarihi ezberlemişim ama kalıcı olan bir şey yok. Ne bir enstrüman çalabiliyorum, ne İngilizce konuşabiliyorum.

Ama bunlardan daha önemlisi kendimi tanımıyorum. Vücudumun nasıl çalıştığını bilmiyorum örneğin. Oysa çok hayati bir bilgi bu. Kendimi nasıl şarj ederim, hangi saatlerde uyursam daha enerjik olurum, algılarım açık olur? Mesela köpek eğitimi belgeseli izliyorum, köpeğin sizin korktuğunuzu, heyecanlandığınızı anlamaması gerekiyor. Bunu da insanlara nefes alma vermeyi öğreterek yapıyorlar. Aynı şekilde ordudaki askerleri eğitiyorlar, onlara da sakin, soğukkanlı olmaları için nefes kontrolünü öğretiyorlar. Nefesi kontrol etmek çok önemli. Ama buna dair bir eğitim yok.

Bizim eğitim sistemimiz duyularımızı köreltiyor. Tüm duyularımızı çalıştıran dersler olmalı. Gözlerimiz, kulaklarımızı keskinleştiren dersler.

Sonra ülkemiz felaketler ülkesi. Yangını, seli, depremi, trafik kazası.. İlk yardımı öğretmek gerek.

Bir de kafam karışık benim. Ne doğru, ne yanlış bilemiyorum. Karar veremiyorum. Felsefe tarihinde bolca tartışılmış bunlar. Sağlam bir felsefe bilgisi de şart.

Biraz dağıttım ama demek istediğimi Sokrates söylemiş aslında. "Kendini bil" diye. Mutlu toplum, mutlu bireylerden oluşur. Kişi kendini tanırsa , ruh, beden, zihin bütünlüğünü sağlayabilirse tam olur. Yönetme becerisi olmayan biri yönetici olmaya çalışmaz örneğin. Bunun için  öğrencilerime kendilerine öğretecek bir branşım olsun isterdim. Rehberlik olur ama okulda gördüğüm rehberlik dersleri pek    öyle değildi. Boyuna anket yapıp dururlardı. Onun için rehberlik diyemiyorum da Yaşam Koçluğu branşı açılsın. Ben de lise seviyesinde Yaşam Koçu öğretmeni olayım. 



Yorumlar

  1. Hayata dair az şey öğretiliyor gerçekten. Boş bilgilerle kafa çok dolduruluyor. Ödev konusu bile saçma. Hergün saatlerce uğraşır, kendime ayıracak vakit bulamazdım. Okul saatleri uzundu zaten, haftasonu da dershane olunca tüm yıl gidiyordu. Aileler ve herkesin suçu biraz da hep yüksek nota, iyi bir üniversiteye, yüksek maaşlı işe yönlendiriliyor çocuklar, gençler. Kimse dürüst ol, güvenilir ol demez ama hep gözü açık ol, kendini göster der. Öğütlerimizin mantığı bile farklı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonrasında da sudan çıkmış balık gibi kalıyoruz ortada. Elimizdeki ezber bilgiler bir işe yaramıyor, sonrasında da uçup gidiyor. Dershane olayı da gerçekten kayıp zaman. Tamamen test tekniğine ve sınav kazanmaya odaklı.

      Sil
  2. ah işte özellikle böyle bizim eğitim, düşünemeyen sorgulayamayan insanlar olalım ki bizi rahat yönetebilsinler :) cahilleri yönetmek daha kolay :) işte bu yüzden bir almanya olamıyoruz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cahil bırakmak için mi yapıyorlar dersin?olabilir evet. Habire ezberleyen, itaatkar robotlar olmamızı istiyor olabilirler. Sonuçta cumhuriyetin ilk yıllarında sağlam eğitim veriliyormuş. Sonradan bozulmuş sistem.

      Sil
  3. "Bizim eğitim sistemimiz duyularımızı köreltiyor." ne güzel bir tespit. Ve ilk yardım doğru bunu tamamen atlamışım ben yazarken. Ne çocuklar ne biz büyükler bilmiyoruz. Okulda kaç öğretmen biliyor acaba? Acil bir durumda ilk müdahale yapabilirler mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğitim yılları boş geçince sonradan iş gibi sorumluluklardan eksikliklerimizi fark etsek de tamamlayacak vakit olmuyor. O kadar çok ki. Bu sene ilk yardım öğrenmeyi planlıyorum :)

      Sil
  4. Ağaç Ev Sohbetlerinin bu yönünü seviyorum. Düşündükçe, yazdıkça ne güzel fikirler çıkıyor ortaya. İçten bir yazı olmuş; Muhakemeye yönelten, sorgulayan...
    Okul öncesi Eğitimi düşünürken İlk Yardım aklıma geldi ama o düzeyde biraz soyut kalacağını düşündüm. Çok haklısınız, onca yıl okulda geçer uygulamalı bilgi çok azdır.
    Yıllarca her kademede Rehberlik yaptım, inanın vicdanen çok rahatım. Emeklilik sonrası bir özel Eğitim Kurumunda çalıştım. O kadar önem verilirdi ki 8 Rehber Öğretmendik. İnsan'a değer verirseniz her mesleği yüceltirsiniz. Bugünkü Eğitim sistemimiz içimi acıtıyor. Ama hala çok iyiler var. UMUTLUYUM her şeye rağmen.
    Anlamlı katkınıza teşekkürler.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cumhuriyetin ilk yıllarında çok sağlam eğitim verilmiş. Bugünkü iyileri de onlara borçluyuz bence. Yoksa iyice Orta doğulu olurduk. Siz emek veren bir rehber öğretmenmissiniz. Bana denk gelmedi ne yazık ki. Umut olmasa nasıl yaşardık. Dilerim düzelir her şey.

      Sil
  5. insan kendini tanımayinca kendine uygun olmayan meslek seçiyor. Yaptığı işin hakkını veremiyor sonra. Kendini bilmek her açıdan önemli:)

    YanıtlaSil
  6. Güzel tespitler, güzel konulara değinmişsiniz. Deep'in yorumuna katılıyorum. Sistem köle ruhlu bireylerin yetiştirilmesinden memnun. Eğitim önemli değil, önemli olan kısa yoldan nasıl para kazanabilirim konusu. Böyle olunca her türlü adaletsizlik, hırsızlık, kayırmacılık yaşamın bir parçası oluyor. Almanya bizi kıskanıyor deniyor ve halkımız buna inanıyor. Çünkü ezbercilik dışında kaliteli bir eğitim almamış ki! Yoksa sorar, araştırır, yahu neyimizi kıskanıyor bu Almanya diye soruşturur. Ekonomisine, sanayisine, insan haklarına, demokrasisine, çevre bilincine bakar, araştırır, sonra kim kimi kıskanıyor görür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz gibi insanımızın iyi eğitim diye bir derdi yok,karın tokluğu ya da kısa yoldan yırtmaya odaklıyız. İnsanın gelişmeyi talep etmesi için de gelişmiş olması gerekiyor ve bizim ülkemiz için bir kaç kuşak daha geçmesi gerekiyor galiba. Maalesef...

      Sil

Yorum Gönder