Ana içeriğe atla

UĞULTULU TEPELER-EMILY BRONTE


Okuma tempom oldukça düştü. Günde 10-15 sayfa okuyabiliyorum. Kaplumbağa hızımla Uğultulu Tepeleri nihayet bitirebildim. . Klasikler arasında sayılan "Uğultulu Tepeler" İngiliz edebiyatından. Yazarı Emily Bronte sadece otuz yıl yaşayabilmiş, yirmi dokuz yaşında da tek romanı olan Uğultulu Tepeleri yazmış.Kitap, İngiliz edebiyatının önemli eserlerinden sayılıyormuş.

Uğultulu Tepeler aslında bir aşk hikayesi.Klasik aşk hikayelerinde okuyucu aşıklardan birinin yerine koyar kendini, ona empati duyar. Bu romansa alışageldiğimiz romanlardan çok farklı. Çünkü romanın kahramanı Heatcliff gerçek bir kötü.Neşenin, dünyada güzel olan her şeyin düşmanı.Elini attığı yeri, bile isteye kurutan  bir adam. Sadece Heatcliff değil, diğer kahramanlar da kusurlu, hataları olan insanlar. Kitaptaki tek düzgün insan kitabın anlatıcısı olan, hizmetçi Ellen Dean bence. Diğerleri, öfkeli, kibirli, hastalıklı..

Kitabı okurken İngiltere'nin o dönemdeki kırsal yaşantısına şahit oluyoruz. Romandaki kahramanlar da yazar gibi hastalanıp genç yaşta ölüyor, demek ki o zamanlar insan ömrü bu kadar uzun değilmiş. Makinalaşma olmadığından ev işlerini insanlar yapıyor bunun için hizmetçiler var bolca. Kitap okumak, kırlarda gezinmek dışında pek eğlenceleri de yok.O dönem yaşamadığım için şükrettim. Kitabı beğendim, iyi ki okumuşum.

Kitabın Konusu:

Konu hizmetçi  Ellen Dean'in ağzından anlatılıyor. Olaylar Yorkshire  bölgesindeki Uğultulu Tepeler ile Grange'de geçiyor. Uğultulu Tepelerin sahibi Earnshaw bir kız ve bir erkek çocuk sahibi. Bir gün şehirden yanında evlatlık, çirkin bir çocukla (Heatcliff'le)  geliyor. Adamın gerçek oğlu Hindley bu yeni gelen çocuktan hiç hoşlanmıyor ve kaba davranıyor. Heatcliff ondan intikam almaya yemin ediyor. Bu Heatcliff'in almaya yemin ettiği intikamlardan sadece biri.

Earnshaw'ın kızı Catherine ise Heatcliff'le iyi anlaşıyor, onun içindeki yabansılığı kendi içinde de buluyor. İkisi de birbirlerinden hoşlanıyorlar ancak Catherine ondan ne kadar hoşlanırsa hoşlansın tam bir beyefendi olan, medeni Edgar Linton ile evleniyor. Edgar Linton Grange de yaşıyor. Uğultulu Tepelerdeki kaosun aksine burada huzur var. Heatcliff bu ikisinin evliliği nedeniyle yıkılıp intikam almaya yemin ederek şehir terk ediyor. Tamamen intikam odaklı bir insan.

Heatcliff geri döndüğünde artık zengin biri. Önce alkol batağına saplanmış Hindley'in elinden arazisini alıyor, Hindley öldükten sonra oğlu Hareton'ı bir odun gibi yetiştirerek intikam almayı sürdürüyor. 

Döndükten sonra Catherine'i görünce ikisi arasındaki aşk tekrar alevleniyor , Catherine'in huzuru kaçıyor. Heatcliff intikam almak için Catherine'in görümcesi ile evlenip, ona eziyet ediyor. Eziyetlerden sonra karısı kaçıyor ve uzaklarda bir oğlan çocuğu doğuruyor. Ancak erken ölünce babası çocuğu yanına alıp ona eziyetler ediyor.

Bu arada Catherine hastalanıyor, doğum sırasında ölüyor ve kızı Catherine doğuyor. Babası kızının üstüne düşüp onu kültürlü, mutlu yetiştirse de kız Heatcliff'in hedefinde. Onu oğlu ile evlendirip Linton'un mallarına, Grange sahip olup intikam almayı planlıyor. Başarıyor da. Ancak ne kadar intikam alırsa alsın içi soğumuyor, Catherine'i unutamıyor, onun ruhunun yanında olduğuna inanıyor. En sonunda kendini aç bırakarak ölüp Catherine kavuşuyor da hem Uğultulu Tepeler, hem de Grange huzuru buluyor. Cathy ve Hareton mutlu yaşıyorlar. Kim ne derse desin bazılarının ölümü gerçekten çözüm.



Yorumlar

  1. ya bu romanın bir film versiyonu var, 1939 yapımı siyah beyaz, o kadar güzel ki, kaçırmaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben çok eski filmleri izleyemiyorum, çok eski olduklarından:(

      Sil
  2. Ya bu romanda ask yok herkes deli herkes hezeyanli:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında evet aşk hikayesi değil de saplantı mi desek ki:)

      Sil
  3. Kitap okuma hızı işlerin yoğunluğuna ve o anki ruhsal durumumuza göre değişebiliyor ama en azından birkaç sayfa bile olsa okumaya çalışmanın faydalı olduğunu düşünüyorum. Aksi takdirde araya bir soğukluk girince aylarca kitaptan ayrı kalabiliyor bazen insan. Uğultulu Tepeler adını çok duyduğum ve severek okuyabileceğim bir roman. İngiliz Edebiyatı sevdiğim bir tür. Açıklamalarınız için teşekkürler, en azından konusu hakkında bu vesileyle bilgilenmiş oldum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her gün az da olsa okumaya zorluyorum,. 3 sayfa-5 sayfa bile olsa.tum işler bitsin öyle okuyayım diyorum ama işler bir türlü bitmiyor. En doğrusu tüm işleri bir kenara bırakıp okumaya zaman ayırmak:)

      Sil
  4. Konusu ilginçmiş. Kitabı çok duydum ama merak edip konusuna bakmamışım hiç. Okumak isterdim. Güzel bir tanıtım olmuş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder