Ana içeriğe atla

FLORANSA

                                                        FLORANSA

İtalya seyahatimizdeki ikinci durağımız Floransa'ydı.Venedik ten Floransa'ya trenle gittik.  İtalya, demir ağlarla örülmüş bir ülkeymiş. Şehirden şehire sık aralıklarla, konforlu trenler var. Bilet bulamayız diye aylar öncesinden "https://www.trenitalia.com/ " dan biletlerimizi almıştık ama hiç gerek yokmuş. İstasyonlarda bilet makinalarından veya bilet gişelerinden bilet almak çok kolay. Avrupa'da tren biletleri kontrol edilmiyor denir, bu İtalya için geçerli değil. Yolculuk sırasında herhangi bir durakta kontrolör gelip büyük bir ciddiyetle biletleri kontrol ediyor.

Gezmek güzel ama planlamadaki eksiklik veya ufak tefek aksamalar keyfi kaçırabiliyor. Venedik'ten Floransa'ya seyahat ettiğimiz sabah kahvaltı etmemiş olmamız, yanımıza da yiyecek bir şeyler almayı akıl etmememiz gezi planımızdaki eksik noktalardı. İkinci eksikliğimiz şehrin merkez istasyonu yerine  kenar istasyonu varışlı bilet almamız; ve bir istasyondan diğerine trenle geçmeyi  akıl edemememizdi. Bunun sonucunda sıcağın altında taksi bekledik,  gereksiz yere taksi ücreti verdik ve zaman kaybetttik. 

Bir de bizden kaynaklı  olmayan durumlar var. Booking.com  üzerinden satın aldığımız Green Domas adındaki işletmeye saat on iki de giriş yapmamız gerekiyordu, bizim Floransa'ya ulaşmamız 13.30 u buldu. Yolculuk esnasında Bookingden arayıp otele gidip gitmeyeceğimiz ya da saat kaçta orada olacağımızı teyit ettiler. Biz de söylediğimiz saatte işletmenin önündeydik. Kapının üstündeki zili defalarca çaldık, açılmadı;  kapı üzerinde yazılı telefonları defalarca aradık, telefonlar kapalıydı. Biraz dolaşıp tekrar geldik, yine kapı duvar. Booking.com sizi arayabiliyor ama onların aradığı telefon numaralarına siz dönüş yapamıyorsunuz.  İşletmenin komşusu deri çanta satan bir dükkan. Onun sahibine sorduk, telefonlar açılmıyor, kapı açılmıyorsa ben ne yapabilirim ki dedi adam.Haklıydı. Anadolu'da olsaydı oturtulup çay ikram edilerek bilmem kim abiye ulaşmaya çalışılırdı.-İstanbul ve tatil yöreleri hariç :) 

Dünyanın sonu değil ama tadımızı kaçırdı. Çok acıkmış olduğumuzdan pizzacıya oturup, makarna pizza denedik, yeni bir otel satın aldık. Yemek bitimine yakın bookingden aradılar, işletmenin saatlerdir bizi beklediğini, gidip gitmeyeceğimizi sordular. Olanları anlattık, ama booking'deki adamın bize tek söylediği otele gidip gitmeyeceğimizdi. Sonuçta iki otelin parasını da ödedik. Hatta yerinde olmayan adam 10 dolar da gecikme ücreti aldı. Bu kötü tecrübeden elimizde,  butik işletmeler yerine 24 saat resepsiyonu olan otellerden yer satın alınması gerektiği dersi kaldı. En azından bilmediğimiz ülkelerde.

Bütün bu yaşananlarda sonra Floransa'yı gezmek için yarım günden az bir vaktimiz vardı. Müzeleri gezmeyi çok istesek de şehrin sokaklarını keşfetmeyi tercih ettik.  İlk olarak Floransa'nın kalbi Duomo Meydanı'na gittik. Floransa'nın en yüksek binası olan  Duomo Katedrali'nin önündeki uzun kuyruğun sonuna geçip beklemeye başladık. Girişi ücretsiz olan bu katedrale girmek için beklemek hiç de sıkıcı değildi, çünkü tarihi binanın dışındaki taşları inceleyeyim ,  sokakta resim yapan sanatçıları izleyeyim derken zaman hemen akıp geçti. Duomo Katedrali gotik mimari örneklerinden biriymiş. Bitmesi 150 yıl süren dünyanın dördüncü büyük katedraliymiş.En dikkat çekici yanı bronz kapılarıymış. Kuyruk uzun olsa da çabuk ilerliyor ve katedralin içine giriyoruz. Katedralin içi oldukça sade, krem rengi. Yalnız devasa bir bina. İnsan içinde kendini küçücük hissediyor ki amaç da bu sanırım.



Katedralden çıkışta meydandan Ufizzi Galerisine doğru yürüdük. Galerinin dışında o döneme damga vuran sanatçı ve siyasetçilerin heykelleri var. İnsan-yani ben-  bu kadar dahinin nasıl bir araya geldiğine inanamıyor. Onların nasıl bu kadar zeki olduğuna da inanamıyor. Onlar insansa ben neyim diye de sorguluyor. Bir de Batı medeniyetinin neden İtalya'dan vazgeçemeyeceğini de anlıyor. Bir de dışındaki heykeller böyleyse içinde neler vardır diye düşünüyor
.
Ufizzi den ayrılıp hemen ilerisindeki Signoria Meydanı'na geliyoruz. Burası heykelleriyle büyüleyici görünüyor. İnsan nereye bakacağını şaşırıyor. Her heykel bir hikaye anlatıyor. Replika olan heykellerin her birinin üzerinde detaylı, özenli çalışılmış. Bu meydan isyanı, gençliği hissettirdi. Bohem bir havası vardı. Floransa'da kendimi en iyi hissttiğim yerdi. Hem gündüz gözüyle, hem de gece gittim. Gece sokak sanatçıları vardı. Eşsiz heykellerin yanında, karanlıkta, keman esleri, gitar sesleri... Çok güzeldi çooook..





Signoria Meydanı'ndan sonra Arno nehrine doğru yürürdük. Üzerinde hediyelik eşya satan dükkanların bulunduğu köprüden geçtik. Ama  bir zenciye yüz vermemiz biraz tadımızı kaçırdı. Yapışıp bırakmadı, zorla bileklik taktı filan. Neyse sonrasında bir şey alıp  kurtulduk ama Afrikalılar ciddi problem. Sonrasında pek çok turiste fiziki temasa varacak kadar yapışıklarını gördük. En iyisi uzak durmak.. Belki mülteci olsak biz de aynı işi yapacağız ama can sıkıcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.


Gördüğüm her şehirde Türkçe duydum, Floransa hariç . Bir de marketten bira almaya kalkınca belli saatten sonra Floransa'da alkol satılmadığını öğrendik. Bunlar dikkatimi çeken ayrıntılardı.

Katedralinin hemen yanında, meydanda,  gün batımında akşam yemeği,  her şehirde yaptığımız, uzaydan gelmiş gibi gidip bunlar neler yiyormuş diye gidip market ürünlerini ve fiyatlarını inceleme, ayaklarımızı hissetmeyene kadar yürüyüş...Floransa gezimiz bitti. Ama tekrar görmeyi çok isterim..






Yorumlar

  1. çok güzel kareler keyifli gezmeler canım benim 😊 gerçekten çok ilginç heykeller ... gezmiş kadar oldum 😊

    YanıtlaSil
  2. Bu güzel tanıtım için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Harika kareler yakalamış ve aktarmışsını floransadan iyi gezintiler dilerim

    YanıtlaSil
  4. Gezilerde organizasyon iyi olmazsa beklenen verim alınamıyor maalesef.

    YanıtlaSil
  5. ooy rüya gibi deseneee heey demek trenleee aklımda olsun giderim ben deee :) baksan yaa bi mim yaptım zamanın olunca yapsana yanii istersen işallah yaniii :)

    YanıtlaSil
  6. oluyo öyle aksilikler yaa demek booking de oldu he hımmm bunu unutmayıms:)

    YanıtlaSil
  7. yaa ne güzel tarihlerine sahip çıkıyor adamlar... inanmasi güç ama görsel olarak harika hepsi , italyaya gitmedim ama gitmiş kadar oldum

    YanıtlaSil
  8. Biz de İtalya seyahatimiz sırasında gördük Floransa'yı. Hoşumuza gitti. Pisa - Floransa arası hariç diğer bütün tren biletlerini önceden almıştık. Önceden aldıklarımız indirimliydi. Yolcu sayısına göre arz talep dengesi yapıp fiyatları aşağı yukarı oynuyorlar son saate kalınca. Bir çok şehrini gezdiğimi İtalya'da booking.com dan butik otelleri tercih ettik ama biz pek sorun yaşamadık. Sanırım aralık ayıydı. Floransa'da kaldığımız otel iyi ısınmıyordu sadece. Söyledik otelin sorumlusu kadın dışarıda ısı derecesinin normal olduğunu söyledi. İçeride biz donuyoruz dememiz bir şey değiştirmedi. Eşim o gece üşütüp hasta oldu hatta. Siz şanssızlıklar yaşamışsınız, buna üzüldüm. Ama her şeye rağmen güzel şehir Floransa, İtalya'nın diğer şehirleri gibi.

    YanıtlaSil
  9. İtalya'ya gidişte de dönüşte de Pegasus rötar yaptı, Venedik trenimizi kaçırmıştık, onun için erken bilet almaya sıcak bakmıyorum. Bizim Floransa'da ikinci aldığımız Medici otelde kalorifer peteği olmaması dikkatimi çekmişti. Üşümüyorlar mı ki bu İtalyanlar? En çok korktuğum şey tatilde hastalanmak, o kadar olumsuzluktan sonra Allahtan o başımıza gelmedi :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder