Güneşin bir görünüp bir kaybolduğu, genel olarak gri yoğun bir günde karar verdi: hayatın anlamını artık aramayacaktı. İki kitap okuması, yarım kalan 7 haftalık bir egzersizi ve yaklaşık 41 saatlik bir podcast dinlemesini bitirip, anlam defterini kapatacaktı.
Monoton hayatı, yeni atandığı küçük ilçedeki göreviyle daha da monotonlaşmıştı. Kimse söylemese de memuriyetin ruh yok etme gibi bir yan etkisi vardı. Zaten ince üflenen ruhu uçtu uçacak hale gelmişti. "Uçarsa uçsun" dedi kız. Belki herkes için hayırlısı buydu. Artık büyük cevaplar peşinde koşmayacak, saatlerce ayakkabısının modeli, akşam ne yiyeceği, gündem gibi konularla ilgilenip vakti gelince ölecekti. Ohh beeee.... Üstünden büyük bir yük kalkmıştı.
Yük kalkmasına rağmen yine de hafif ve neşeli hissetmedi. "Beton asfalt arasından başını kaldırmış tek çiçeği bulur, 'hayata nasıl tutunmuş,her zaman umut var' filan derim. O zaman neseleniliyor herhalde" dedi kız.Hala her şey çok anlamsızdı, ama umrunda değildi. Camdan boş boş baktı,mesaisinin bitmesini bekledi.
Yorumlar
Yorum Gönder