Ana içeriğe atla

EYLÜL 2025

 


2025 in Eylül ayına girdik. Mevsimleri, döngüyü fark etmek için olmalı, insanlar "hoşgeldin Eylül", "güle güle Ağustos" gibi sözler paylaşmaya başladılar. Belki de pozitif görünmek içindir. Malum artık pozitif olmazsan başına kötü şeyler gelir inanışı hayatlarımıza yerleşti. Belki ondandır giderek artan asayişsizliğin normalleşmesi. Pozitif, pozitif bakmak; pozitif pozitif söylemek gerektiğinden. Su akar yolunu bulur mu? Kervan yolda düzülür mü? Afganistan'da Taliban'ın gelmesi akışın bir gereği miydi? Bilmiyorum.

Çocukken çok kitap okuduğumdan mı insanın büyük şeyler yapması gerektiği inancı? Yoksa babamların sağa sola "herkes herşeyden ve herkesten sorumludur" yazıp yüklediği suçluluktan mı? Bütün bunları yaptıktan sonra sadece "uslu" olduğumda ödüllendirildiğimden mi bu kadar itaatkarım? Bir tarafım bu kadar "itaatkar"ken, diğer tarafın "isyan etmelisin"diye bağırıp durması cocukkrn aldığım çelişkili mesajlardan mı? Bilmiyorum.

Kendime çok eziyet ettiğimi biliyorum. Gölgelerimle yüzleşecegim diye lime lime doğradım içimi. Yine de yüzleşemedim.

Yoruldum. Bırakıyorum.Daha önce de bırakmıştım.Olmamış, bu sefer kesin bırakıyorum.Valla bırakıyorum. Aşırı ciddi bırakıyorum. Büyük beklentim yok. Güneşi, rüzgarı, suyu hissedeyim. Günlük rutinin tadını çıkarayım.  Hassas ve kırılganım. Ayın hareketleri, mevsim geçişleri etkiliyor beni. Sonbahar geldi, bedenim kendini kapatıyor ,erken uyuyor. Eşimi etkilemez. Ama ben böyleyim. Bunu kabulleniyorum. Daha çok dinlenmeye ihtiyacım olduğunu kabulleniyorum. Benim misyonum da türün devamını sağlamak diyeceğim, onu da yapamadık. O zaman misyonum içe dönüklerin dünyada temsili olmalı. Evet, böyle yazınca havalı oldu.  Bunu yapacağım. Haksız yere tutuklananlar, yanan ağaçlar... Üzgünüm. Benim pek gücüm yok. Nasıl yapılacağını da bilmiyorum zaten. Bildiğim kadarından da korkuyorum.

Yorumlar