KİBİRLİ PARİS -2

KİBİRLİ PARİS -2

Paris'teki ikinci günümüzde Montmarte (Resssamlar Tepesi) ve Zafer Takını görmeyi, sonrasında da sokaklarda serbestçe dolaşmayı planlayıp düştük yola.

http://www.pariste.net/ sitesinden bakıp hangi hattın Ressamlar Tepesi'ne gideceğini öğrenmiştik ama Şanzelize metrosundan bu hatta nasıl geçeceğimizi bilmiyorduk. Metro bilet gişesindeki görevliye İngilizce sorduk, Fransızca cevap verdi :)) Fransızların İngilizce bilip konuşmamakta inat ettiklerini okumuş ama inanmamıştım, gerçekten öyleymiş. Biletçiden umudu kesince tabelalara bakmaya başladık ve dijital haritayı gördük ve fakat o da Fransızcaydı, İngilizce dil seçeneğini koymamışlardı. Neyse ses benzerliğinden kelimeyi tahmin ederek hattı öğrendik de Concord Meydanı'na yürüyüp doğru metroya binebildik.

Metrodan inince füniküler veya çok basamaklı merdiven seçeneği ile tepeye çıkılabiliyor, merdiveni tırmanıp, Ressamlar Tepesi'ne ulaşınca, bizi Sacra Coueur Bazilikası karşılıyor. Fotoğraflarım çalışmayan telefonumda kaldığından sadece aşağıdakini  ekleyebiliyorum.

sacre coeur bazilikası

Sacre Couer, kutsal kalp anlamına geliyormuş, yapımı 39 yıl sürmüş.Paris'i tepeden gören bu bazilikaya giriş ücretsiz, dini tören varken bile ibadet alanına girilebiliyor. İçinde uzunca oturup dinlenmiştik.

sacre coeur  bazilika içi

Sacre Couer Bazilikasının bahçesinin nefis bir manzarası var. Bir de etrafındaki demirlere asma kilit takma adeti var. Aşklar sonsuza kadar sürsün diye. Dünyanın her yerinden gelen insanlar aşklarını mühürlemişler.

aşk kilitleri

 Bazilikayı gördükten sonra meşhur Ressamlar Tepesi'ne ilerliyoruz. Picasso, Van Gogh buralarda yaşamış, dolaşmış. Etrafta pek çok şirin kafe, hediyelik eşya dükkanı ve resim yapan ressamlr var. Ama çok kazanmıyorlar olsa gerek resim çizelim diye etrafımızda dolanıyorlar.

ressamlar tepesi

ressamlar tepesi

Ressamlar Tepesi'nin eteklerinde uygun fiyatlı mağazalar, restaurantlar var. Buraları da gezdikten sonra google maps'ten bakıp Saint Germen bölgesini yakın olduğuna karar verip metro yerine yürümeyi tercih ediyoruz. Ama o kadar da yakın çıkmıyor :)
Tüm kuzey Paris'i yürüyerek gezerken oldukça yoruluyoruz. Güzel binalarla karşılaşıyoruz. Paris Opera Binası gibi. Paris'in en çok ziyaretçi çeken yapılarında, Barok mimari örneği opera binasını dışarıdan görüp sızlayan ayaklarımızla devam ediyoruz.

paris opera binası

Sonrasında kayboluyoruz. Bazen aynı yoldan bir kaç kere geçiyoruz. Turistlikte kaybolmak olduğundan şikayetimiz yok. Fakat sonrasında akın akın bisikletliler, motorsikletliler ve polis arabaları görmeye başlıyoruz. Sarı yelekliler eyleme hazırlanıyor. Bisikletlerinin tepesinde sırt çantalarıyla çok havalılar. İsyanın da çekici bir tarafı var. Ama tedirgin oluyoruz çünkü polisler kimlik kontrolü yapıyor, metro kapanır diye korkuyoruz. Saat sekiz buçukta, Zafer Takını göremeden otelimize dönüyoruz..