Eylül ayının ilk haftası düzenlemeyle geçti. Saçlarımı ihmal etmiştim, sabah kalktığımda kabarıyordu. Kuaförde üç saat geçirmek suretiyle keratin fön yaptırdım, bence güzel oldu. En azından taranmış ve kontrollü duruyor.
Yıllardır YouTube da Ywa kanalı ile yoga yaparım. Bu defa onun uygulamasına abone oldum. 7 günlük çakra yogasını bitirdikten sonra, adet döngümüze göre hareket ettiğimiz Cycle Yoga,'ya başladım. Luteal faz hareketlerini çalışıyorum, 20 dakikalık kolay hareketler ama sonrasında müthiş enerji veriyor. Öyle ki gece uyuyamıyorum, verdiği enerji ertesi gün öğlene kadar sürüyor. Hep bana enerji verecek şeyi arardım. Sonunda buldum, ama bu sefer de yaşam saatlerime uyduramıyorum. Sabah yapabilsem müthiş olacak ama sabah 6.30 da işe gitmek için kalkmam gerekiyor, dolayısıyla sabah zamanım yok. Akşam eve gelişim 19.30. Yemek hazırla, ye, mideme oturmasını bekle derken saat 22.00 dan önce egzersiz yapma imkanım olmuyor. Umarım onu da çözerim.Yalnız gece uyuyamam diye yapmaya korkar oldum. Bu hafta acemi bir şoför olarak işe sürerek kendim gelmem gerekiyor.Tek şerit dağ yolunda 1-1,5 saat sürmem gerekiyor. Bu nedenle uykusuz kalmak istemiyorum. Bu haftayı muhtemelen es geçip, gevşeme egzersizleri ile devam edeceğim. Önümüzdeki hafta luteal faz egzersizlerine dönerim.
Bir de kitaplara döndüm tekrar. Günde 20 sayfa okumaya çalışıyorum. İlber Ortaylı'nın Türkiye'nin Yakın Tarihi'ni okuyorum. Açıkçası biraz sıkıldım. Bir şeyler de öğrendim. Bitmesine az kaldı. Uzun zaman sonra okuyabildiğime inanamıyorum.
Şehirdeki evi satıp tamamen bahçeye taşınma planımız var. Cuma evi temizleyip satışa çıkaracağız. Uzun zamandır ilk defa heyecanlıyım. Kışın kar yağacak, yağmur yağacak,kediler gelip gidecek...
Eski evi temizletirken, bahçedeki eve getireceklerimi nasıl sığdırırım onu düşünüyorum. Dün izinliydim. Evimi temizledim, dolaplarımı düzenledim. Evde olmayı seviyorum. Virginia Woolf'tan özür dilerim ama temizlik yapmak, dolapları düzenlemek bana iyi geliyor. Neyse ki kadın hareketi bana kalmamış. Ne diyordum? Dolaplarım, evim güzel oldu. Bayadır ihtiyacım vardı.
Temizlik yaparken Storytell üyeliğim aklıma geldi. Bir yandan evi düzenlerken, bir yandan İrfan Değirmenci'nin "Anne Bir Sabah İyiler Kazanacak" kitabını kendi sesinden dinledim. O kadar iyi geldi ki bana. Bayıldım yazara. İçten buldum. İnatçı, mücadeleci,umutlu buldum. Kendi ruhunu savunması iyi geldi bana. Tiyatro yeteneği olduğunu, sesinin güzel olduğunu bilmiyordum, öğrendim. Sosyal medyada kendimi maruz bıraktığım ve daha önce de hakkında yazdığım "vasat" içerikler meğer beni mutsuz edermiş, anladım. Ruhumun kaliteli edebiyata ihtiyacı varmış. Meğer yaşam enerjimin tükenmesinin nedenlerinden biri buymuş. Kitabın sonlarına doğru ülkemizin bir türlü düzelmemesinin İrfan Değirmenci' yi yorduğunu fark ettim. Herkes bekliyor ama onlar, uzun zamandır bedel ödeyerek bekliyorlar. Daha fazla uzamaz umarım.
Bir de Eylül 'de yeğenimin 13. Yaş gününü kutladık. Zaman nasıl hızlı akıyor. Dünyanın farklı renklerinden biri Delfin. Temiz kalpli, vicdanlı, meraklı, matematiği sevmeyen bir çocuk. Pek bizim buralara uygun değil. Umarım güzel bir ömrü olur Kırılmadan kendini ortaya koyabilir. Mutlu bir yaşamı olur.
Haaa, bir de üzüm hasat ettik hafta sonu. Bu sene Nisan donundan dolayı sadece üzüm ve elmamız var.
Eylül güzel geçiyor. YouTube da Jung'un felsefesine dair bir şeyler izlemiştim. Orada diyordu ki insan kendine verdiği sözü tutunca bilinçdışında ruhu ile bir yeri( bir de tam hatırlasam) arasında köprü kurulur, güçlenir. Ondan mı iyi hissediyorum ki? Yazının başındaki fotoğraftaki sincap fotoğrafı benim hayatta ulaşmak istediğim nokta. Umarım başarabilirim.
Yorumlar
Yorum Gönder