Sonbahar kendini hissettirmeye başladı. Sinüzitim de kendini hissettirmeye başladı. Geçen sene doktora gittiğimde sağ burun deliğimin eğri olduğunu, sinüslerimdeki sıvının genzime aktığını, bunun da faranjite neden olduğunu söylemişti. Geçmeyen öksürüklerimin nedeni buydu. Üstüne üstlük reflü de boğazımı tahriş ediyor, hem sinüzit, hem reflü nedeniyle zavallı boğazım bir türlü kendini toplayamıyordu. Daha önce deviasyon ameliyatı olmuştum, burnumdan büyükçe bir kemik çıkarmışlardı. Ama doktor o ameliyatın iyi yapılmadığını, dahası tüm kıkırdak dokunun sıyrıldığını, kaburgadan kıkırdak doku alınıp eklenmesi gerektiğini, estetik ameliyat yapılacağını söyledi. Şu "sağlık nedeniyle burnumu yaptırmak zorunda kaldım şekerim"
diyenlerden biri olacağımı kim bilebilirdi?
Doktor, kaburgadan kıkırdak alınırken akciğerlerimin hasar görme riski olduğundan bahsetti. Bunun üzerine başka bir doktora daha görünmeye karar verip işlemi ertelemiştik. Hava bozunca anladım ki ameliyat şart, hayat kalitem yerlerde. Nefes alamıyorum, uykuya doyamıyorum. Halsizim. Ekim sonunda ameliyat olmayı planlıyorum.
O değil de güzel bir burnum olacak. Keşke gençliğimde yaptırsaydım, gençliğin tazeliğinde burnu güzel bir genç kız olurdum.:) Bir ara genel anestezi alacağımdan ameliyat olmamayı düşündüm. Narkozdan ayılırken sayıklayıp tüm sırlarım ortaya dökülecekti. Sonrasında sırlarımın o kadar da önemsenecek sırlar olmadığını düşünerek dökülürse dökülsün diye ferahlattım içimi. İnsanın kendini teskin etmesi önemli tabii. Yine de narkoz sonrası ayılana kadar kimseyi görmememin bir yolu var mı acaba? Bir önceki ameliyatımda annemin takma dişlerinin onu çirkin gösterdiğini filan söylemişim, annem çok kırılmış. Sahi cinayet işleyen biri ameliyata nasıl giriyor? İtiraf etmekten korkmuyor mu?
Şikayet etmeden hayatın güzelliklerini görmeye çalışırken aklımdan geçenler ve 2025 Eylül ayı gündemimin bir kısmı böyle.
Yorumlar
Yorum Gönder