YERDENİZ BÜYÜCÜSÜ- URSULA K. LE GUIN

yerdeniz büyücüsü

YERDENİZ BÜYÜCÜSÜ- URSULA K. LE GUIN

Üniversiteye giderken sekiz kişilik devlet yurdunda kaldım dört yıl boyunca. Farklı farklı insanlarla tanıştım. Bunlardan biri de alt ranzamdaki Deniz'di. Şizofreni tedavisi gören, çok okuyan, geceleri uyuyamayan, elinde kahvesi, dikilmiş saçları ile dolaşan, açık sözlü biriydi. Ursula Le Guin'i hiç bilmezken, yine ne olduğunu bilmeden Mülksüzler'i ödünç alıp okumuş ve yazarın hayal gücüne hayran kalmıştım. Yerdeniz Büyücüsü'nün ilk kitabını da büyük bir beklenti ile aldım.

Kitabın esas oğlanı Ged-Çevik Atmaca, normal bir çocuk gibi koşuştururken büyücülük yetenekleri ortaya çıkar. Bunun üzerine önce bir ustanın yanında, sonrasındaysa büyücülük okulu olan Roke Okulu'nda eğitim alır. Okuldayken dikkat çekmek için yaptığı bir gösteri sırasında karanlık dünyadan bir gölgeyi çağırır. Okul müdürünün ölümüne, kendininse yaralanmasına neden olan bu olaydan sonra  gölge Ged'in peşine düşer. Artık eskisi kadar neşeli olamayan Ged bu gölgeden kurtulmanın tek yolunun,  onun Gölge'yi kovalaması  olduğunu anlar. Gölgenin peşinde dalgalı denizleri aşar ve sonunda onu  yok etmeyi başarır.

Yerdeniz Büyücüsü'nü okurken Mülksüzler'deki tadı alamadım. Bildiğimiz büyücülük kitaplarından farklı değildi. Olaylar detaylı verilememişti, aksiyonu hissedemedim. Büyücülük dünyasının gizemine kapılamadım. Sahneler kasvetliydi, hiç coşku hissedemedim. Kitapta ilginç bulduğum nokta büyücülerin isimlerini bilmenin onların gücüne hakim olmaya neden olması, bu nedenle büyücülerin gerçek adlarını sadece çok güvendikleri insanlara söylemeleriydi. Kitabın diğer bir ilginç yanı Yüzüklerin Efendisi'ndeki gibi yaratılan dünyanın bir haritasını içermesiydi. Yazarların yaratıcılıklarına, hayal güçlerine ve zekalarına hayranım. 

Şimdi karar vermem gerekiyor. Bir tarafım Ged'in başına neler geldiğini merak edip ikinci kitabını da almamı söylerken, diğer tarafım farklı kitaplar okumamı söylüyor...