Ana içeriğe atla

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 109

 

Hem ay sonu banka yoğunluğu, hem de izinli iş arkadaşları yüzünden bu hafta yorucu geçti. Blogları okuyamadım, Ağaç Ev Sohbetleri'ne gecikmeli katılabildim. Oysa bu haftanın  çok hoş bir konusu vardı.  Kaplan Diary önermiş bu haftanın konusunu:

"Beş yıl önceki yaşantınız nasıldı? On yıl sonrası için hayalleriniz, beklentileriniz ve yaşama dair hedefleriniz nelerdir?"

Soruyu düşününce hayatımı beş yıl geriye sardım. Meğer beş sene öncesi bugünün aynısıymış. Gündemim yine işmiş. Büyük bir şubede çalışıyordum. İşler çok çok çok yoğundu.İşler bir yana deli bir müdür vardı, her akşam toplantı yapan.Akşam sekizden önce çıkamadığımız gibi bu müdür yüzünden de saat onu bulduğumuz olurdu.  Sonra çuval gibi eve gelir, televizyon sesini filan çekecek halim olmazdı. Sabah yataktan kalkamaz hale gelmiştim. Bu şubedeki koşulları değiştiremem ama az yoğun bir şubeye geçebilirim diye düşündüm. Alt pozisyon da dahil olmak üzere tayin isteyerek iki sene sonunda bataklıktan kurtuldum. Hayatımda verdiğim doğru kararlardan biriydi. Kendimi kutluyorum.

On yıl sonrasındaysa emekli olmuş olacağım. Tüm zamanım bana ait olacak. Çoğunlukla saat yedide kalkıp sabahın tazeliğini tadını çıkaracağım. Bazen saat ona kadar uyuyup gece boyu ısınan yatağın sıcaklığını tadacağım. Bol bol yürüyüp geçip giden mevsimlerin farkına varacağım. Beynimin içinde sürekli kronometre tutan ses susmuş olacak. Okuyamadığım kitapları okuyacak, izleyemediğim filmleri izleyeceğim. Yeni şehirler görmek istiyorum. Belki bir yerde bir aylığına ev tutup oralarda yaşayacağım. Dilerim sağlıkla, sevdiklerimle, o günleri görür ve yazarım.

Yorumlar

  1. İşkolik bir müdürle çalışmak gerçekten çok zor, geçmiş olsun:) Hayatımızın çoğunu başkalarına feda ediyoruz. Bu bakımdan eğer geleceğinizi garanti altında aldığınızı düşünüyorsanız bir an önce emekliliğin keyfini sürün derim. Günümüzde ne yazık ki insanlarımızın çoğu emekli olsa bile ailesini geçindirebilmek için çalışmaya devam ediyor. İskandinav ülkelerinde çalışma saatleri az ve onu bile daha azaltmaya insanın kendine ayırdığı zamanı arttırmaya çalışıyorlar. Bizim ülkemizdeki durum ise içler acısı:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akıllara ziyan bir insandı gerçekten. Sabah beşte şubeyi açtığı olurdu.her akşam anlamsız toplantılar. Neyse ki geçti gitti:) 16 yıldır çalışıyorum, 20 yıla tamamlayınca dışardan prim ödeyerek emekli olunabiliyormus sanırım.becerebilirsek öyle yapacağız.tabii devletimiz kuralları değistirmezse.sosyal güvenlik sistemimizin de çöktüğü söyleniyor. Tüm bunlara rağmen neden aile planlaması yapılmıyor anlayamıyorum.

      Sil
  2. Ülkemizdeki iş koşullarından nefret ediyorum. Az bir maaş verip bir de kölelik bekliyorlar. Sen kimsin ki ömrümü adayım senin işine. Sevmediğim işte çalışamıyorum, sinirim bozuluyor anında. Kolaylıklar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef durum bu. Parasız yaşanmadığından el mahkum devam ediyoruz.ihtiyaclarimi minimize edip kapitalist çarklardan kurtulmaya çalışıyorum :)

      Sil
  3. Geç olsun, güç olmasın. Yine de kelimelerinizdeki yorgunluğu hissetmek beni üzdü. Daha da iyi şartlarda sağlıklı ve huzurlu bir şekilde çalışmanızı dilerim. Bence istediklerinizi yapmaya başlayın bir yerden. Belki bizlerin yıllarca bekleyecek kadar zamanı yoktur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yorgun değilim. Yorgundum ama şimdi iyiyim.Çünkü hürriyete çok az kaldı:)

      Sil
  4. oleeey o zamansaa hadi emeklilik gelsiiiin :) çok kalmamış kiii :)

    YanıtlaSil
  5. Bu kadar yoğun bir iş hayatından sonra güzel hayaller. Ne kadar güzel anlatmışsın günlük yaşantının keyfini çıkartabilmeyi.

    YanıtlaSil
  6. Yazdıklarınızdan mıdır, nasıl yazdığınızdan mıdır bilemiyorum. Büyük keyifle okudum. Emeklilik günlerinizi düşündüm, gerçekleşebilecek hayaller. Umuyorum o günler geldiğinde yüzünüzdeki gülümseme, "oh be!" ile içselleşir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder