Ana içeriğe atla

KENDİNE AİT BİR-ODA-VIRGINIA WOOLF


Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. İyi ki okumuşum.

Virginia Woolf'tan "kadınlar ve kurmaca" hakkında yazması istenir. Daha sonra kadın hareketinin el kitaplarından olacak bu kitapta Woolf, kadınların o dönemde neden edebiyatta fazla yer almadıklarını, kitaplardan iz sürerek açıklamaya çalışır. 

O dönemde kızları kabul eden bir kaç kolej vardır. Para kazanmak erkeklerin tekelindedir, kadınlar küçük yazı işleri yaparak para kazansalar bile hukuk, kazandıkları parayı kendilerinde tutma hakkını vermemektedir. Woolf bile teyzesinden kalan miras sonrası karnını doyurma derdinden kurtulup, gerçek yazına yönelebilmiştir. Bu nedenle kendi parasına sahip olmasınının onu , kadınlara oy hakkı verilmesinden daha çok mutlu ettiğini söyler.

Woolf, edebiyatta kadının izini sürdükçe kadınlar hakkındaki pek çok kitabın erkekler tarafından yazıldığını fark eder. Bu kitapların çoğu kadınların nasıl iffetli davranması gerektiği veya ne kadar yeteneksiz oldukları hakkındadır. Woolf edebiyatta kadınların silik olmasını ile ilgili "acaba kadınlar erkek yazarların dediği gibi silik kişilikler miydi "diye sorar ama sonrasında erkekler tarafından yazılmış kitaplardaki "Anne Karenina, Madam Bovary" gibi karakterleri düşünüp kadınların erkekler dediği gibi  güçsüz değil,aksine güçlü figürler olduğu kanısına varır.Ancak hayat şartları nedeniyle görünmez olduğunu söyler. Shakespeare, Shakespeare olablirken, belki de onun kadar yetenekli kız kardeşi bir türlü öne çıkamamıştır.

"On altıncı yüzyılda büyük bir yetenekle doğan bir kadın mutlaka delirmiş, kendini vurmuş ya da hayatını kasabanın dışındaki bir kulübede , korkulan ve dalga geçilen bir yarı cadı, yarı büyücü olarak sona erdirmiştir. ....Öyleyse on altıncı yüzyılda doğan o kadın mutsuz bir kadındı, kendiyle kavgalı bir kadındı."

On sekizinci yüzyılda kadınlar biraz olsun yazmaya başlamışsa da yazıkları kayda değer değildir, cep harçlıklarını çıkarmaya çalışırlar. On dokuzuncu yüzyılda evlerde tek bir oturma odası vardır ve kadın yazıyorsa burada yazar, sürekli bölünerek yazar. Kadınlara ev dışında nefes alacak alan bırakılmamıştır. 

"......-kendine ait bir oda ve yılda beş yüz sterlin verirseniz ve fikrini ifade etmesie izin verirseniz ve şimdi kitaba koyduklarının yarısını dışarda bırakırsanız, o da bir gün daha iyi bir kitap yazacaktır.

Woolf'un yazdıklarını okurken bugünü düşündüm. Pek çok hakkımız var artık. Yine de erkekler kadar rahat olamıyoruz. Şuraya iki satır yazamıyorum çünkü işe gidiyorum,eşim de işe gidiyor, ama akşam eve geldiğimde ev işleri bende. Hiç sonu gelmeyen, göze görünmeyen öyle çok detay var ki..Ve kıymeti bilinmiyor, para etmiyor. Bulaşık makinasını boşaltmazsak hayat oldukça sekteye uğrar ama sorsan önemsiz bir iştir. 17 yıldır evliyim ve eşim bulaşık makinasını nasıl çalıştıracağını bilmez.Bu da benim ayıbım tabii. Evde terör estirmeliyim,  Woolf'a kulak verip ev işlerini  aksatmalı, var olmaya daha çok ağırlık vermeliyim.

Woolf  kadınlar hakkında yazarken "mavi çoraplılar" diye bir hareketten söz eder. Bugün kadınlar olarak  pek çok hakka sahipsek yakılan cadıların, mavi çoraplıların, Woolf gibilerin  göze aldıklarındandır. Bu nedenle Woolf'a ve o kadınlara borçluyuzdur. Woolf bize şöyle seslenir:

"Dolayısıyla sizden, ne kadar önemsiz  ya da geniş kapsamlı olursa olsun, hiçbir konu karşısında tereddüde kapılmadan her türlü kitabı yazmanızı rica ediyorum. 

.....

Öyleyse sizden para kazanmanızı ve kendinize ait bir odanız olmasını isterken sizden gerçekliğin mevcudiyetinde, canlandırıcı bir hayat yaşamanızı istiyorum, kişi açığa vursa da vurmasa da bu görünür.

....

Sizden sorumluluklarınızı hatırlamanızı, daha yüce, daha ruhani olmanızı rica etmeliyim; ne kadar fazla şeyin size bağlı olduğunu ve gelecek üstünde nasıl bir etki yaratabileceğinizi hatırlatmalıyım size. 

...bizim çabamız olmadan, yeniden doğduğunda şiir yazmasının mümkün olacağına dair o kararlılık olmadan doğmasını bekleyemeyiz çünkü bu imkansızdır. Fakat biz onun için çalışırsak onun geleceğine inanıyorum ve bunun için çalışmak, fakirlik ve karanlık içinde bile olsa , zahmete değer."

   




Yorumlar

  1. En sevdiğim kitaplardan biridir. Maalesef okuduğum kitapların büyük çoğunluğunu unutuyorum. Beni zamanında çok etkilemişti. Bu yazınızın üzerine tekrar okumaya karar verdim. Bazı kitaplar tekrar tekrar okunabilir bence :)) Diğer sevdiklerimden Dorian Gray'in Portresi okumadıysanız ben de size onu önereyim, sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dorian Gray'in Portresi uzun zamandır okunmayı bekliyor. Elimdeki üç kitabı bitirince onu okumaya karar verdim.Yorumunuzdan sonra bu kadar iyi bir kitabı atlayamam...

      Sil
  2. Bu kitabı ödevim için okumuştum. Her yeri çizilidir. :) Tabi ödevden bağımsız olarak kendim için çizmiş, notlar çıkarmıştım ayrıca. Bilinç akışı tekniğiyle yazıldığından dolayı grup arkadaşlarım için okuması zor olmuştu. Ama ben çok severek okumuştum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk başladığımda bu mu dedim, ama ilerledike çok sevdim. Benim kitapta da her yerin altı çizili :)

      Sil
  3. Farkına varmakla başlıyor her şey zaten... artık bir hayatı, evi ve yatağı paylaşan herkes, yapılabilecek her şeyi de paylaşmalı.
    Selam olsun "mavi çoraplılar" a, selam olsun Virgina Woolf' a...

    YanıtlaSil
  4. iyi yazar iyi kitap ve bu yazarın deniz feneri adlı romanına hayranım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deniz fenerini de okuyacağım. Yeryüzü iyi kitap dolu, nasıl yetecek ömrümüz?

      Sil

Yorum Gönder