Ana içeriğe atla

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 221

 


Ağaç Ev Sohbetleri 221. Hafta ile devam ediyor. Haftanın konusu Deep Tone’dan:

“Vejetaryen beslenenler gün geçtikçe çoğalıyor. Bu tür beslenmenin avantajları dezavantajlarından daha mı çok?”

Vejetaryen beslenme , bitkisel kaynaklı besinlerle beslenme; yumurta ve süt ürünleri dışında hayvansal besinlerden uzak durma, kabaca et yememek olarak ifade edilir. Yumurta ve süt ürünleri de yenmiyorsa vegan beslenmeden söz edilir.

Beslenmenin sağlık ve enerji seviyesi üzerine etkisi çeşitli çalışmalarla kanıtlanmıştır. Sebze ile beslenmenin, yeşil beslenmenin insan ömrünü uzattığı biliniyor. İkigai kitabında  Okinava/Japonya, Sardinya/İtalya gibi ülkelerde sebze ağırlıklı beslenmenin yaygın olduğu, bu kişilerin dünyanın geri kalanına göre uzun yaşadığı anlatılmış. (Değerlendirirken bunların balık yediğini göz ardı etmemek gerek tabii..)

Hint felsefesi; et yemenin insan vücudundaki enerji akışını bloke ettiği, dahası kesim esnasında hayvanların yaşadığı acıların, bunların etini yediğimizde bedenimize gireceği iddiasında.

Alkali beslenme uzmanları etle beslenmenin toksinleri arttırdığını, bunun da hastalığı ve yaşlanmayı arttığını söylüyor, çeşitli kanıtlar öne sürüyor.

Sağlık dışında etik bir yanı da var tabi. Hayvanların bile bile kesime gönderilmesi, et ve süt endüstrisi adı altında hayvanlara işkence edilmesi, bunlara dair yayınlanan fotoğraflar insanın yüreğini burkuyor. Hele ki hayvan tanıdıksa, dün elinizle beslediğiniz hayvanı, bugün yemek insana garip hissettiriyor.

Microsoft’un kurucusu Bill Gates et endüstrisinin  küresel ısınmayı arttırdığını ileri sürüyor. İneklerin çıkardığı gaz yer küremizi ısıtıyormuş, bu bana çok mantıklı gelmiyor, ne kadar gaz çıkarabilirler ki diye düşündürtüyor.

Diğer tarafta et yemeden beslenmenin insanı güçsüz düşürdüğüne dair çalışmalar var. Etin önemli bir protein kaynağı olduğu, yetersiz protein alımının kas kaybına, yaşlanmaya neden olduğu biliniyor. Proteinin insanı kolay doyurduğu, doygunluk dışında enerji verdiği de ortada. Vejetaryenler her ne kadar  nohut, mercimek gibi baklagiller aracılığıyla insanın protein ihtiyacını karşıladığını söylese de etin yeri ayrı.

Yakın zamanlarda vejetaryen beslenen bir instagram fenomeninin ölüm haberi basında yer almıştı. Vejetaryen beslenirken sürekli vücut değerlerimizi kontrol ettirmek gerekiyor gibi görünüyor. Bu da et yememiz gerektiği sonucuna götürüyor.

Bir de besin piramidi var. Yaratılış gereği birbirimizi yememiz gerekiyor ki dünyanın dengesi korunabilsin. Ben et yemesem de evdeki kedime mecbur ciğer vb almam gerekiyor. Bu da etik kaygılarla vejetaryen beslenmeyi anlamsızlaştıryor bir yerde. Tabii ne kadar azaltbilirsek o kadar hayvan dostlarımızı koruyacağımızda ortada.

Hayvanların acılarının yanında bitkilerin de canı yanıyormuş. Onları koparırken onlar da ses çıkarırlarmış ama duymazmışız. Bir bitki yaşasın diye, örneğin çim ekerken de aradan çıkan otları yolup onları öldürüyoruz. Hayatta illa ki birilerini öldürmek gerekiyor. Benim aklım almıyor, içim kabul etmiyor ama sistem bu.

Vejetaryen beslenmenin, etçil beslenmeye göre ucuz olması avantajları arasında. Ancak vejetaryen beslenmede hazırlık süreci daha zor, modern dünyada hazırlığa o kadar zaman ayıramayabiliyoruz.

Tavuk suyuna çorba, Adana kebap, bir sürü et yemeğinin lezzeti de yadsınamaz.

Et seviyorum ama vejetaryen beslenme hedeflerim arasında. Başlarım dünyanın dualitesine !

 

Yorumlar

  1. vegeteryen iskender olsa da yesek :) alkali beslenme çok iyi yaa :)

    YanıtlaSil
  2. Birilerinin yaşaması için birilerinin ölmesi mi gerekir diye düşünmeden edemiyor insan. Uygarlık geliştikçe cana kıyma ve pişirme hazırlama yöntemleri de değişiyor, gelişiyor. Ama halâ çiğ et tüketen, yılan, böcek, at eti yiyen ülkeler de var. Tam tersi hayvanların kutsal sayılıp toplumsal hayata serbestçe katıldığı yerler de. Dünya insanlarıyla bir çelişkiler yumağı. Şarkı sözleri gibi; "Bir kör düğüm ki çözdükçe dolaşıyor."
    Kafkaslarda, dağlık yörelerde süt, yoğurt ve ayranın, kaymağın insan ömrünü uzattığı savunulurken bazı yörelerde de Akdeniz usulü beslenme önemli. Herhalde en önemlisi; sağlıkla, sevdiklerimizle temizlik kurallarına uyularak hazırlanmış tadı- tuzu-gerekli vitamin değerlerini içeren ürünleri seçerek karın doyurmak...
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz gibi hayat "bir kördüğüm,çözdükçe dolaşıyor."keşke öldürmeden devam edebilseydik:(

      Sil
  3. Ete veda edebilir miyim bilmiyorum ya? Kavurmasız bir hayat çok tatsız olmaz mı?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder