Ana içeriğe atla

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 72

 

Kayıp Fısıltı, Ağaç Ev Sohbetleri'nin 72. haftasında artık görmezden gelemeyeceğimiz bir konuda yazalım istemiş: İklim değişikliği :(

"Hepimizin hissettiği gibi iklim hissedilir derece değişti. Peki sizce bu değişimin ülkemizde ya da sizi yaşadığınız alanda/şehirde yarattığı en büyük etki ne?Bu saatten sonra geri dönüş olur mu?" 

Yirmi yıl önce, üniversitede derslerimizden biri çevre çalışmalarıydı. Orada dünyanın her yıl bilmem kaç derce ısındığı, buzulların eridiği, bunun dünya için sürdürülemez olduğu, ileride devletlerin su için savaşacağı konularını işliyorduk. O günlerin bu kadar çabuk geleceğini düşünmemiştim.Öngörülenlerin gerçekleşeceğini düşünmemiştim. Gördüm ki bilim yanılmıyor. O zaman çözümü, yine bilimde aramak gerekiyor.

Yaşadığım şehir kışın sert geçtiği şehirlendendi. Çocukluğum burada geçmedi ama çocukluğumda belime kadar karın içinde yürüdüğümü bilirim. Buraya taşındığımız sene de kış sert geçti. Sonrasında yıldan yıla yumuşadı hava. Her mevsim, ara mevsimlere benzemeye başladı. Yine de karsız kalmadık. Bu seneye kadar kar gördük az çok. Bu sene kar yağamadı.Dağlarda bile çok az görünüyor. Bakkalından temizlikçisine  herkesin dilinde bu varsa, iklim krizinin içindeyiz ve herkes bunun farkında artık diyebiliriz.

Şimdilik genel bir endişe var insanlarda. Bir şeylerin ters gittiğini biliyoruz. Ağaçların erken uyanmasından, buğday, arpanın kar suyu alamamasından, tarımsal ürünlerde yaşanacak sıkıntıdan endişe ediliyor. Bir de televizyonlarda susuz kalacağımız söyleniyor. Henüz en kötüsünü görmedik yani.

Bu saatten sonra dönüş olur mu? Olur tabii, doğa kendini toparlar. Ama bunun için insanlığın iklim krizine neden olan hatalı davranışlarından vazgeçmesi gerekiyor. Farklı bilinç düzeylerinde, farklı çıkarlar peşinde, farklı kaygılarla dolu insanlığın bu konuda ortak adım atma iradesini göstereceğini sanmıyorum. Ülkemizde bile ormanlar iki gram altın için delik deşik, talan edilmeye devam ediliyor. Üç beş kişinin çıkarları için çoğunluğun yararı göz ardı ediliyor.

Tatlılıkla, ortak sağduyuyla çözülmesi imkansız olan bu sorun bir şekilde çözülecek. çünkü insanlık henüz dünya kadar güzel bir gezegeni bulamadı. Aramasının maliyeti yüksek, arayıp bulduktan sonra yerleşmedi taşınması ayrı sorun. Onun için dünya kurtulmak zorunda. Bunun için bilimi elinde tutanların eninde sonunda fazlalık olan nüfustan kurtulacağını, kitlesel ölümler yaşanacağını düşünüyorum maalesef. Aklım bunun olacağını, en son çözüm buna başvurulacağını  söylüyor. İçim acıyor, karanlık günler dünyayı bekliyor..



 



Yorumlar

  1. Güzel bir konu bulmuş üstüne çok söz söylenebilir ben rüzgar tribünlerinin iklime etkisini yazmayı düşünüyordum şimdi konuyu okurken tam da benlik bir konuymuş diyorum

    YanıtlaSil
  2. dünyada gücü elinde bulunduran bir takım insanların nüfusu azaltmak için bazı planlar içinde olduğunun söylentisi aslında çok da inanılmaz değil ve de korkunç. senin düşüncelerini paylaşıyorum iklim konusu hala çözülebilir çünkü dünya hala kendini toparlama potansiyeline sahip ama herhalde bunun için kritik bir eşik vardır. o noktaya ulaşmadan önce akıllanıp dünyayı korumaya başlamalı tüm insanlar, ülkeler ve yöneticiler. çok güzel ele almışsın konuyu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaptıklarımızın tersini yapmamız, biraz yavaş yaşamamız gerekiyor. Ne yazık ki herkesin ortak irade ortaya koyması gerekiyor. En ufak konuda uzlaşamayan insanların bu konuda gönüllü olarak ortak adım atacağına inanmıyorum:(

      Sil
  3. Tüm insanları ilgilendiren bir konu, önemli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef, işimizi gücümüzü bırakıp buna odaklanmamız gerekiyor:(

      Sil
  4. Küresel ısınmanın etkisini yavaş yavaş hissedeceğimiz yıllar yaklaşmak ta

    YanıtlaSil
  5. Bazı şeyleri sanırım illa yaşamak lazım ki farkındalık oluşsun.
    Umarım geç kalınmaz.

    YanıtlaSil
  6. İstanbul'da yaşıyorum ve barajlarımızın kırmızı alarm verdigini her gün haberlerden izliyorum.Dışarıda bu gun bahardan kalma bir gun, evin içini sıcacık yapan bir güneş var ve bu gun 5 ocak . Değişen iklimin farkında olmamak gibi bir durum söz konusu bile olamaz.

    Geri dönüşüm olur mu ? Zihinler değişmediği sürece( ki bu da mümkün degil ) mümkün değil, malesef :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul, Ankara alarm veriyormuş. Nasıl olacak bilmiyorum. İnsanlar konusunda ümidim yok:(

      Sil
  7. %1 in çıkarı için %99 ölüyor resmen ama videolardaki gibi(videolar çok etkileyici) doğaya bir şey olmaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. videolar çok güzel gerçekten. %99 da ses çıkarmıyor ne tuhaf :)

      Sil
  8. insan fena olsa da akıllı yaa bulacaktır bir çözüüm :)

    YanıtlaSil
  9. insanlar kendi hallerine bırakılırlarsa halimiz harap, herkesin aynı anda aydınlanıp, fedakarlık yapması hayal gibi.

    YanıtlaSil
  10. Çözüm belli aslında ama çözmeye niyeti olan yok. Soruna sebep olan nüfus % 1, çözüm diye feryat eden % 99. Çözümü üretme kabiliyetine sahip nüfus % 1, sıkıntıyı çeken % 99. Güç % 1'in elinde % 99 çaresiz. İşte manzara böyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. %99 un da kaybedeceği çok şey var, hiçbirimiz konfor alanımızdan çıkmak istemiyoruz, mücadele etmek gibi bir niyetimiz yok:(

      Sil
  11. Ne kadar güzel özetlemişsiniz, sanırım söz ettiğiniz döngünün içine girdik bile. Acı ama yaşanması gerekiyor. Bunun için sıra bizdeyse, biz de yaşayacağız. Gene parası ve gücü olan kurtulacak gibi bir düşünce olsa da, bu kez öyle işlemeyecek durum. Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef payımıza düşeni alacak gibiyiz. Zaman pek iyi şeyler getirmeyecek gibi:(

      Sil
  12. yaa geçgördüm ama gördüm sonuçta çok güzel olmuş keyifli bir yazıydı ellerine sağlık :) bu arada sayfamda bloggerlar arası güzel bir proje var katılmak istersen beklerim

    YanıtlaSil
  13. Yanıtlar
    1. iyiyim deepsi, yazar şeysi yaşıyorum herhalde bu ara yazamıyorum:)

      Sil

Yorum Gönder