Ana içeriğe atla

MY LOVE FROM STAR-NETFLIX DİZİ

Yıllardır Kore dizileri ortalığı kasıp kavururken ben bir tane bile izlememiştim. Deep Tone'un önerdiği Patisserie animesini ararken denk gelip izlemeye karar verdim.

Netflix'te yayınlanan bu Kore dizisi 2013 yapımı. Tek sezon ve 21 bölümden oluşuyor. Her bölüm yaklaşık bir saat, ömrünüzden 21 saati harcamanız gerekiyor. Ben harcadım ve bence değdi.Lise ve üniversitedeyken yaz tatillerinde akşamları romantik komediler olurdu. Bu dizi de tam öyle. Keyifli saatler geçirip mutlu oldum. Min-joon ve Song-Yi'in hayatlarına dahil olmak enerjimi arttırdı.Dizinin konusu şöyle:

Min-Joon isimli uzaylı Seul'e gelir ve 400 yıl dünyada kalır. Zaman değişir, teknoloji değişir, tarım topraklarının gökdelenlerle kaplandığını görür. Normal insandan daha zeki olan kahramanımızın duyma, ışınlanma gibi yetenekleri vardır. Dünyaya uyum sağlamakla birlikte bir gün gezegenine döneceği günü beklemiştir hep ve üç ay sonra gökyüzü dizilimi dünyasına dönmesine olanak sağlayacak konuma gelecektir. 

Beni en çok güldüren, hafif narsist, şımarık,  her şeye rağmen neşeli hadın başrol kahramanımız Song-Yi ise popüler bir aktristir. Bilbordlar resimleriyle süslüdür. Firmalar onunla reklam anlaşması yapmak için sıraya girmektedir.Fakat kavga ettiği başka bir aktristin şüpheli ölümü ve bundan Song-Yi'nin sorumlu tutulması, sosyal medyada linç edilmesi sonrasında Song-Yi'nin işleri tepetaklak olur,aldığı işleri, rolleri kaybeder. Yeni taşındığı evde komşusu Min-Joon'dur. İtişmeli kakışmalı ilişkileri böyle başlar. Aşık olurlar ama Min-joon gezegenine dönmek üzeredir. Her dizide olan kötü adamlar Song-Yi'nin peşindedir. Bir de dünyalı uzaylı kimya uyumsuzluğu vardır, öpüştüklerinde Min-Joon hastalanıp yataklara düşmektedir mesela.Dizi Song-Yi ve Min-Joon aşkı ekseninde ilerler.

Hoşça vakit geçirdiğim bu diziden anladığım kadarı ile Kore kültürü ile bizim kültür arasında pek çok benzerlik var. Modern teknolojilerine, gökdelenlerine rağmen tutucu bir tarafları var. Belki bir iki Kore dizisi daha izleyip karar vermeliyim...



Yorumlar

  1. izlemedim bunu pek tatlişmiş, izleyebiliriim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet ya... çok komik sahneler var, ben çk sevdim :)

      Sil
  2. FERİHA HANIM 7

    Banktaki adam anlatmaya başladı:

    “Annemi babamı bir trafik kazasında çocuk yaşlarda kaybetmişim. Beş yaşlarında yetim kalmışım. Akrabaların yanında bir müddet idare etmişiz, sonra beni yuvaya vermişler. Yuvada büyüdüm oradan askere gittim. Askerlik sonrası buraya amcamın yanına geldim. Amcam iş güç sahibi bir adamdı beni uygun bir işe yerleştirdi bir müddet onların yanlarında kaldım. Yengem iyi bir kadıncağızdı. El olmama rağmen bana iyi davranırdı. Ama erkek adamın yabancı evde işi zor. Bir yere sığamıyorsun”

    “Çok doğru söylediniz. Akraba bile olsa ev içinde ev olmaz derler”

    “Yengem iyi kadındı ama neticede el kadını, kafama koymuştum ayrı eve çıkacaktım. Bu yüzden elime geçenleri biriktiriyordum evde yiyip içtiğimden birkaç kuruş param olmuştu. Amcamla yengem görücü usulü bir kız buldular beni evlendirdiler. Böylece amcamların yanından ayrıldım. Aradan birkaç yıl geçmedi amcam ciğer kanserine yakalandı. Bu hastalık en berbatıymış kısa bir zaman içinde de kaybettik kendisini. Büyük şehirde dayanak olan son akrabamı da kaybetmiştim. Pek kimim kimsem kalmamıştı. O aralar biriktirdiğim paralarla küçük bir işyeri açmıştık. Sabah akşam deliler gibi çalışıyoruz. Bir müddet sonra kazancımız arttı işlerimiz büyüdü. Daha büyük bir yere geçtik yaptığımız işin toptancılığını yapmaya başladık”

    “Bana bir dakika müsaade hanımefendiciğim “ dedi, sonra markete doğru yürümeye başladı, birkaç dakika sonra elinde beyaz bir poşetle geri döndü, su ve atıştırmalık almıştı. Feriha Hanıma da ikram etti.

    “Teşekkür ederim, suyu alayım, diğerlerini almayayım. Bir sürü tahlil yaptırdım. Doktorlar şeker başlangıcı dediler, eh yaşım oldu doksan, oluyor böyle şeyler beyefendiciğim”

    “Geçmiş olsun, şeker hastalığı pek geçmez derler ama dikkat edilirse uzun yaşatırmış”

    “Doğrudur. Bizim İsmet İnönü de şeker hastasıydı. Doksan küsur sene yaşadı o da”

    Bank arkadaşı devam etti.

    “Epey bir zaman işlerimiz düzgün gitti. Ev aldık, araba aldık iyi para kazanıyoruz. İyi yaşıyoruz. Bu arada iki çocuğumuz oldu. Onları büyüt okut derken seneler geçti. Sizin çoluk çocuk var mı hanfendi?”

    “Ben yalnızım. Beyimi kaybedeli on beş yıl kadar oldu. Çocuğumuz olmadı, iyi bir adamdı, pek kavga gürültü etmezdik, geçimli bir insandı, üstüne evlenmek gelmedi içimden “

    “Zor olmuyor mu yalnız yaşamak?“

    “Zor ama alıştık artık. Haftada üç gün bakıcı bir kadın geliyor, etrafı temizliyor, gerisini ben hallediyorum“

    (devam edecek)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim:)) süpersin:)))parkta yaşayan bir adama göre nasıl kibarmış:)

      Sil
  3. FERİHA HANIM PARKTA 8

    “Sonra hanfendiciğim, ne olduysa oldu, her şey tersine döndü. Ortam çok değişti. Memleketin durumu bozuldu. Biz köylü çocuğuyuz, ilk başlarda fark etmedik. Oysa tehlikeli bir gidişata sürükleniyor muşuz. Sonra aklımız başımıza geldi ama iş işten geçmişti. Sattığımız malların parasını alamadık. Çekler senetler hep geri dönmeye başladı. Hazıra dağ dayanmıyor. Bir zaman sonra elimizdekiler tükendi. Aldığımız mallara ait borçlarımızı ödeyemez durumlara düştük. Yaşlılar alacakla borç ödenmez derlerdi. Biz o zamanlar çocuk aklımızla anlamazdık. Onlar haklı çıktı, gerçekten alacakla borç ödenmiyormuş”

    “Doğrudur beyefendi, alacakla borç ödenmez”

    “Evet. Meğersem mal sattığımız adamlar bize borçlarını bilerek isteyerek ödemiyorlarmış“

    “ Allah Allah! Ne demek bilerek ödemiyorlar?”

    “Bize borcunu ödemeyen bu ticaret erbapları paraları yüksek faize repoya, fona, faize, borsaya yatırırlar daha çok kazanırlarmış”

    “Bu ahlaksızlık. Alacağını alamayan adam ne yapacak, böyle şey olur mu?”

    “Burası Türkiye oluyor işte”

    “Alacaklarımızı tahsil edemeyince borçlar birikti, bu yüzden biz de bankaların eline düştük. Kazancımızın beş misli fazlası ile başladık faizle para almaya “

    “Biz bankalarda işimizi kurtaralım diye debelenirken bakıyorum herkesin elinde kredi kartları, tüketici kredileri. İşçi, köylü, öğretmen, mühendis, doktor, subay, iş adamları, mahallenin ihtiyar teyzeleri, hepsinin elinde kartlar, krediler. Herkes bankoların arkasındaki memurlarla çatır çatır faiz pazarlığı yapıyorlar”

    “İnsanoğlu böyledir, menfaat dünyası”

    “Evet, vallahi öyle. Uzatmayalım bankadan al ver yürütmeye çalıştık ama bir müddet sonra tıkandık, yüksek faiz bizi bitirdi”

    “Taşıma suyla değirmen dönmüyor tabii ki”

    “Yavaş yavaş evden hırlamalar başladı, kadın milleti malum. Rahatı bozulunca bambaşka bir insan oldu“

    “Kadın milleti pek sıkıntıya gelmez efendim”

    Akşamları meyhaneye takılmaya, eve geç gitmeye başladık”

    “Allah kimsenin işini bozmasın”

    Bank komşusu biraz su içti, sonra;

    “Bankalardan al ver derken sonunda tıkandık. Allah kimseyi düşürmesin, son çare olarak tefecinin eline bile düştük. Bize iş yapan bir esnaf vasıtasıyla bulmuştum onu. Yazıhanesi bir işhanının dördüncü katında idi. Kapısında “İnşaat Taahhüt AŞ” diye bir tabela asılmış. Orta yaşlı hafiften beyaz saçlı göbekli bir adamdı. İçerde iki kişi daha vardı. Masanın yanı başında ayakta duruyorlardı. Sonradan öğrendiğimize göre birisi doğulu fedaisi, diğersi de polis emeklisiymiş. Neyse uzatmayalım, istediğimiz rakamı söyledik;

    “Üzerinize kayıtlı malınızı mülkünüzü kesin satış yapar, istediğiniz parayı veririz” dedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep çok gerçekçi yazıyorsun. Nerden biliyorsun böyle diyaloglar,laflar olduğunu? Alacakla borç ödenmez filan laflarını?

      Sil
    2. her bölüm için günlerce çalışıyorum yaa, bugün de bugünkü bölüm için saatlerce çalıştım yani. bi de, birçok bankacılık çevirisi yapıyorum, bi de ekonomi yüksek lisans yaptım işte :)

      Sil
    3. emek verdiğin belli, profesyone kalemden çıkmış gibi öykün :) ekonomi banka çevirisi tamam da halk ağzını da yazmışsın, onu nerden biliyorsun ki ? :)

      Sil
    4. yolda sokakta kafede metroda vapurda kulağıma gelenleri eve gelince not ediyorum :) feriha hanım teyzeyi de vapurdaki yaşlı teyzelere bakarak hayal ettim :)

      Sil
    5. çok tatlış teyzelerle karşılaşıyorsun o zaman :))

      Sil

Yorum Gönder