Ağaç Ev Sohbetleri’nin 56. hafta konusu Deep Tone’dan gelmiş:
“Nasıl okuyorsunuz blogları?
Her hangi bir kitap, film ya da şey hakkında fikir almak için herkes gibi internete bakarım. Pek çok kaynak yanında bloglar kişisel deneyimleri yansıttığından, birkaç blog yazısına da göz atarım mutlaka. Bunun dışında insanların hayatlarını izlemekten hoşlanıyorum sanırım. En keyif aldığım bloglar günlük tarzı tutulan, kişilerin günlük yaşamları ile ilgili yazdıkları bloglar. Sanki dizi izliyor gibi. Öyle ki düzenli yazmazsa bu kişiler sinirleniyorum,sanki bana borçlular :) Çok benimsediğimden sanırım.
Blog okumayı çok sevsem de koronanın bile yavaşlatamadığı hayat tempomda blog keşfetmek, ya da takip ettiğim her blogdaki her yazıyı okuyup değerlendirmek için zamanım olmuyor maalesef. Elinde bir sürü top tutan bir jonglör gibiyim, iş, ev, sağlıklı beslenmek, okumak, uyumak, yoga yapmak, film izlemek, blog okumak yazmak...Birine ağırlık versem diğerlerini dengesi bozuluyor, "little little into the middle" mottosuyla ilerliyorum şimdilik. Her gün bloglara/bloguma zaman ayırmam mümkün olamadığından arkası yarın şeklindeki dizi yazılarını pek takip edemiyorum. Takip etmeye çalışıp yapamadıkça geriliyorum, bu nedenle bıraktım.
Okuduğum her yazıya yorum yapamıyorum. Çünkü genelde telefondan okuyorum, bir şeyler yazayım derken saçma sapan harflere basıyorum, ya da yazıyorum yazıyorum sonra bir şeye basıyorum yok oluyor, iyice sinirleniyorum; bu nedenle telefondan okuyor ama yorum yapmıyorum. Sonraya bırakıp akşam bilgisayardan tekrar dönüyorum. Bazen de çok sevmiş olsam da yorum yapmayı unutuyorum.
Her blog farklı bir hayat sunuyor sanki.Blogların uzun yıllar yaşayacağına inanıyorum. Kendime ileride daha çok zaman ayıracağımın umudunu taşıyorum. O gün geldiğinde yeni, güzel bloglar keşfedip, sevdiğim tüm yazılara not bırakabileceğim :))
Ben genelde bloğuma yorum yapan blog yazarlarının bloglarını okumayı ve yorum yapmayı tercih ediyorum.
YanıtlaSilblogunuzdaki ilgimi çeken konuları okumayı seviyorum :)
Silsevgiili tosboğa günlüğüm o kadar sıcak ve samimi ki yazın bir parça kendimi görüyorum sende.o cadı filmlerini yıllar geçsede bırakamayışın tosbağı takip ederken sırtımda evimi taşırım deyişin ve her şeyiyle bu yazın günlük hayat hakkındaki bloglar benimde ilgimi çekiyor nerede kim olduğunu nasıl göründüğünü bile bilmediğin insanın yaşamına konuk oluyorsun mükemmel ötesi bence.izlenilen filmleri tecrübeler ve kişisel yorumlarla tercih etmeyi daha çok seviyorum
YanıtlaSilçook mutlu oldum:) çoook teşekkür ederim :) ben de seni okumayı çok seviyorum :))
Silkarşılıklıymış duygularımızz:):)
SilEvet:))
SilBlog tercihimiz aynı. :))
YanıtlaSilBende yazmayı düşünüyorum ilk olarak bu etkinlikte.
yazılarını severek okuyorum. bu konuyu da okumayı çok isterim :)
SilTeşekkürler. Çok mutlu oldum. Yazdım konuyu.
Sil:)
Ben de okudum:))
SilNe kadar da samimi, içten anlatmışsın , keyifle okudum. Ben okuma listemden takip ediyorum blog yazılarını. Genelde alıştığım, tarzını sevdiğim, aynı zamanda bilgilendiğim arkadaşlarımın peşinden gidiyorum. Konu başlığı da önemli. Bir de bana gelen arkadaşlarıma elimden geldiğince iade-i ziyaret yapmaya çalışıyorum. Yazdıklarımız kadar bıraktığımız ve aldığımız her bir yorum da çok değerli. Emeğine, yüreğine sağlık sevgili tosbağa günlüğü :))
YanıtlaSilyazımın okunduğunu bilmek beni de mutlu ediyor. teşekkür ederim :)
SilBazen bende o dengeyi bozuyorum. Keşke bir gün istediğimiz her şeyi yapabilecek kadar uzun olabilse..
YanıtlaSilzamanla kavgalıyım ben de, yetmiyor :((
SilKendi günlğk hayatlarını anlatan blogları seviyorum ben de daha çok :)
YanıtlaSilben de:) aslında çok sıradan şeyler ama bapımlılık yapıyor :))
SilPAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER
YanıtlaSilBen teşekkür ederim:)
Silemekli olup izmire yerleşince daha aktif olursun artııık :)
YanıtlaSilemeklilik mi ?çok geç deep :(( ühü ühü ühüüüüüü..
Sil