ROTTERDAM
Şubat tatilimiz Rotterdam'la başlıyordu. Rotterdam, Hollanda'nın nüfus olarak ikinci büyük şehriymiş. İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlar tarafından bombalanan şehir yeniden inşa edilmiş. Rotterdam limanı Avrupa'nın en büyük limanıymış. 350.000 kişiye istihdam yaratan limanı nedeniyle geçim şehri olarak nitelendirilebilecek Rotterdam'ın nüfus yapısı da ekonomik nedenlerden dolayı çok kültürlüymüş.
Rotterdam'daki üç saatlik gezimize Kübik evlerle başladık. 1977 yılında 55 ev olarak planlanan evlerin 39 u hayata geçirilebilmiş. Yamuk duran, iç içe geçmiş küpler, uzaktan bakınca tek başına ağaca, birlikteyken ormana benziyor. Kübik evlerden bir tanesi ziyarete açık ve 3 euro ücret ödeyerek gezilebiliyor.
Gezdiğimiz kübik ev üç katlıydı. İlk katında mutfak ve oturma odası, ikinci katta yatak odası, en üst katta balkonu vardı. Yamuk yumuk şekilli odalar bana çok hitap etmiyordu, dışardan sarı-gri renkleri ile güzel bulduğum kübik evlerin, içerisi klastrofobikti, yaşamayı isteyeceğimi sanmıyorum.
Kübik evlerden sonra eski, küçük limanı görüp cumartesi kurulan Rotterdam pazarında dolaştık. Çeşit çeşit sebze meyve, ekmekler, dönercisi, tavukçusu, bit pazarı ile güzel bir pazardı Rotterdam pazarı. Buradan üç tane tavuk butu, ekmek ve içecek alıp, yakındaki parkta 5,5 euroya karnımızı doyurduk.
Rotterdam şubatta soğuk oluyormuş, güneşe rağmen içe işleyen bir soğuğu var. Daha fazla dışarda kalamayınca Market Hall'a girdik. Dev bir bina olan Market Hall'ın en alt katında otopark, onun üstünde market ve tuvaletler, onun üstünde de kafeler ve restoranların var. Kafeler ve restoranların olduğu orta boşluğa bakan pencerelerse apartman daireleri ile iş merkezleriymiş. Eşim burdaki Ekmekçi'nin dönerini yedi ve çok beğendi, bunun dışında yine çay içmek için oturduğumuz Türk kafesinde bol bol Türkçe müzik dinledik, ne yazık ki çayı sallamaydı.
Rotterdam'ın kısıtlı bölümünü görmüş olmakla birlikte tur rotasında olmasa da olurdu diyebileceğim bir şehirdi.Türkçe 'yi çokça duyduğumuz Rotterdam gezimiz sonrasında tur otobüsümüze ulaşıp Brüksel'e doğru yol aldık..
Rotterdam'daki üç saatlik gezimize Kübik evlerle başladık. 1977 yılında 55 ev olarak planlanan evlerin 39 u hayata geçirilebilmiş. Yamuk duran, iç içe geçmiş küpler, uzaktan bakınca tek başına ağaca, birlikteyken ormana benziyor. Kübik evlerden bir tanesi ziyarete açık ve 3 euro ücret ödeyerek gezilebiliyor.
Gezdiğimiz kübik ev üç katlıydı. İlk katında mutfak ve oturma odası, ikinci katta yatak odası, en üst katta balkonu vardı. Yamuk yumuk şekilli odalar bana çok hitap etmiyordu, dışardan sarı-gri renkleri ile güzel bulduğum kübik evlerin, içerisi klastrofobikti, yaşamayı isteyeceğimi sanmıyorum.
Kübik evlerden sonra eski, küçük limanı görüp cumartesi kurulan Rotterdam pazarında dolaştık. Çeşit çeşit sebze meyve, ekmekler, dönercisi, tavukçusu, bit pazarı ile güzel bir pazardı Rotterdam pazarı. Buradan üç tane tavuk butu, ekmek ve içecek alıp, yakındaki parkta 5,5 euroya karnımızı doyurduk.
Rotterdam şubatta soğuk oluyormuş, güneşe rağmen içe işleyen bir soğuğu var. Daha fazla dışarda kalamayınca Market Hall'a girdik. Dev bir bina olan Market Hall'ın en alt katında otopark, onun üstünde market ve tuvaletler, onun üstünde de kafeler ve restoranların var. Kafeler ve restoranların olduğu orta boşluğa bakan pencerelerse apartman daireleri ile iş merkezleriymiş. Eşim burdaki Ekmekçi'nin dönerini yedi ve çok beğendi, bunun dışında yine çay içmek için oturduğumuz Türk kafesinde bol bol Türkçe müzik dinledik, ne yazık ki çayı sallamaydı.
Rotterdam'ın kısıtlı bölümünü görmüş olmakla birlikte tur rotasında olmasa da olurdu diyebileceğim bir şehirdi.Türkçe 'yi çokça duyduğumuz Rotterdam gezimiz sonrasında tur otobüsümüze ulaşıp Brüksel'e doğru yol aldık..
Alışverişi sevmiyorum diye Rotterdam'da Market Hall'a girmemiştim. Sonra çok pişman oldum:) Zira en azından mimarisi çok farklı. Sınırlar açılsın, dünya şu salgını atlatsın, belki bir başka zaman yine gidilir:)
YanıtlaSilmimarisi güzeldi gerçekten. umarım tekrar seyahat edebiliriz. teşekkürler..
Silhımmm ekmekçi ve dönerci çaycı var yani, ilginçliymiş, ünlü rotterdam köprüsünü gördün yanii, yukarı doğru açılan köprü. artık bir iki yıl gezi yapamayız herhalde, bu virüsten dolayı.
YanıtlaSilköprüyü görmedim sanırım deep. kahrolası virüssss...
Sil