Ana içeriğe atla

ÇILDIRTAN DENGE

Her mevsim bir diğerini özlüyorum, yeni mevsim yaklaştığında da bir an önce kavuşmak için sabırsızlanıyorum. Bu yüzden nisandan kışlıkları kaldırır, renk renk,incecik yazlıkları çıkarırdım. Sonra hava soğur, elim böğrümde kalır, yazlıklara uzaktan hüzünlü bakardım. Bu sene sabırlı olmaya karar verdim, burada hava 13 Mayıs'a doğru, mayıs gülleri açtığında ısınır. Martta dayandım, Nisan'da dayandım, Mayıs'ın ortası geldi, hava 31 santigratları vurdu, tüm montlar yıkandı kaldırıldı, yaza hazırdım artık.. Ben hazırdım  ve fakat sonra havalar saçmaladı bu defa,  bir dereceleri, beş dereceleri gördü, kışlıklar yine çıktı, hala yazı bekliyorum.

Benimkiler küçük şımarıklıklar tabii. Bir de bu hava değişimlerin etkilediği çiftçiler, sonrasında da ürünlere ulaşamayacak biz insanlar var.Buğday Derneği'nin bugünü instagram paylaşımında iklim krizinin pek çok şehirde, farklı ürünler üzerinde tahribata neden olduğu, tarla sebzelerinin hasar nedeniyle söküldüğü ve toprağın yeniden ekime hazırlandığı, hasatın gecikeceğine dair bir gönderi okudum.

Beş yıldır yeşertmeye çalıştığımız küçük bir bahçemiz var. Ağaçlar büyüsün diye gözlerine bakıyoruz, öyle yavaş geç büyüyorlar ki, koca koca ağaçların bir çırpıda kesilmesi içimi acıtıyor. Bahçe olunca toprakla haşır neşir oluyoruz, çapalamak, tırmıklamak, ot yolmak.. Et yemeyeyim, hayvanların canı yanmasın derken fark ettim ki sürekli bir şeylerin canını yakıyorum. Toprağa bastığımda istemeden karıncaları, böcekleri eziyorum.Bir taşı kaldırdığımda taşın altını yuva yapmış canlıların yuvasını bozuyorum, toprağı çapaladığımda bir sürü şeyi öldürüyorum, bir bitki yaşasın diye diğerini yolduğumda istemediğim otları öldürüyorum. Biz insanlar bunları yaparken, sayımız çok arttığından olsa gerek korona, iklim krizi filan da bizi azlatmaya çalışıyor. Bir yandan bunları düşünürken muhteşem bir hanımeli kokusu burnuma çarpıp, yok oluyor, sora tekrar kokuyor. Doğada acımasız, çıldırtan bir denge var.




.


Yorumlar

  1. Bir binayı yapmak, ağacı büyütmek ten daha kolay. İklim krizini filan da hak ettik aslında. Hala çok soğuk..

    YanıtlaSil
  2. Ben bloğun adı için yorum yapmaya geldim :) güzel isimmiş ama bloğa izleme gadgeti koyarsan daha rahat takip edebiliriz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. varmış :) izliyorum artık

      Sil
    2. Tosbağaları seviyorum:) teşekkür ederim. Bana da okuyacak yeni bir şeyler çıktı:)

      Sil
  3. Zaten doğanın dengesi olmasa napardık bilmem.
    Bunca dengesiz kişilik mevcutken birinin denge kurması şart bu evrende.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi:))biraz acılı olacak ama öğreneceğiz:)

      Sil
  4. heeey yine ne güzel yazdın yaaa ilk üstteki fotoyu görünce ay senin bahçen mi diycektim sona yazmışsın zaten ne güzel ne şans, yani sanıyorum o zaman sen ege desin herhalde de mii, fotileri görünceeee aklıma gümüldür karaburun urla filan geldi. doğanın dengesi tabii haklısın. doğa müthiş bişi tabiii ve özellikle egenin doğasıı, zeytin üzüm mandalin ceviz ne istersen var yanii. ah ya doğada yaşamak var yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ege olsaydı her şey hemen büyürdü. Maalesef bozkır buralar:) toprak, güneş oksijen terapi gibi:)doğada yaşamak var evet:)

      Sil
  5. Her mevsim bir diğerini özlemek konusunda bende aynıyım.bahceniz cok güzelmiş.ağaçların gözlerinin içine bakınca sanki toprağın üstüne doğru değil altına doğru uzuyor:)bu duyguyu bende pek iyi biliyorum:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sarmaşıklar, ağaçlar hepsinin büyümesini dört gözle bekliyoruz:))

      Sil
  6. Pembe güllerin güzelliğine takıldı gözlerim... Doğa'nın bir parçasıyız fakat ne acıdır bunun bilincinde değiliz. Benciliz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o kadar beton sonrası, betona doymuş olmalıyız ama hala bir talep var betona. çok ilginç, oysa ki yeşile koşmalıydık..

      Sil

Yorum Gönder