Ana içeriğe atla

KİBİRLİ PARİS -1-


KİBİRLİ PARİS -1-

Turun iki gün ayırdığı Paris'in bir gününü rehberle gezmek istemiştik, program değişince, kendimiz gezdik. İyi ki de öyle yaptık, çünkü programdaki yerler birbirine yürüyüş mesafesindeydi.


Otelimiz Saint Denis'teydi. Gündüz üniversite nedeniyle rahatça yürünebilirken, gece biraz ürkütücüydü. Paris'e gece vardık, gece gece de metro durağını keşfedelim diye çıktık. Otelden metroya yürürken bir parktan geçtik, peşimize biri takılır gibi oldu, belki bize öyle geldi ama güvenli bir yer değil. Hırsızlık, gasp çok yaygınmış. Gruptan bir arkadaşımızın da cüzdanı çalındı. Paris'te yaralama, şiddet yoksa hırsızlığı suç değil  sanat kabul ediyorlarmış :) Saint-Denis genelde yoksul insanların bulunduğu bir yer. Türk, Arap, Hintli esnaftan alışveriş yaptık, hiç biri mutlu değildi ama özellikle Hintli kadın çok yardımseverdi.

Ertesi gün Paris'i gezmek için heyecanlıydık. Gece keşfettiğimiz metroya yürüyüp, makinadan bilet alarak ilk seyahatimizi yaptık. Neyse ki internet var da hangi durakta inilir, hangi hat kullanılır öğrenebiliyorsunuz, Fransızlara kalsa işiniz iş, pek umurlarında değilsiniz :)

Şanzelize durağında inip biraz yürüyünce De Gaulle Heykeliyle karşılaştık. Kafasına konmuş güverciniyle pek sevimliydi.

de gaulle heykeli

Bu heykelden biraz daha yürüyünce  Concorde meydanı çıkıyor karşınıza.Concorde Meydanı tarihi 16. yüzyıla uzanan bir meydanmış, giyotinle ölümlere, idamlara sahne olmuş. Fransa Kraliçesi "ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" Marie Antoinette burada giyotine vurulmuş. 

Concorde Meydanı devasa bir meydan. Ortasında uzun ince, Mısır alfabesi ile bezeli bir sütun, sütunun iki yanında  bana göre Alaaiddin Sihirli Lambası'dan fırlamış figürlerle çevrili iki devasa çeşme var. Yine meydanın iki tarafında iki saray var. Simetriye son derece önem verilmiş. Böyle devasa, gösterişli meydanlardansa, Roma'nın meydanları gibi insanların gülüp eğlendiği meydanları daha sıcak buluyorum ben. Paris'te böyle yerler göremedim ne yazık ki..Covid 19 nedeniyle kolonya, çamaşır suyu ve dezenfektanla silinmekten telefonum bozulduğundan kendi çektiğim  meydan fotoğraflarını kaybettim, bunun için alıntı resim ekledim :((( 
kaynak :https://en.parisinfo.com/

Condord Meydanı'nı geçince Louvre Müzesi çıkıyor karşımıza. Kıştan ya da koronodan önünde uzun kuyruk yok. İçine girmeden etrafındaki alanda takılıyoruz.Etraftaki eski yapı Louvre Sarayı, ortadaki piramit, dünyanın en büyük sanat müzesi olan  Louvre Müzesi. Canlı görmedik ama sanal olarak belirli bölümleri gezilebiliyor. https://www.louvre.fr/en/visites-en-ligne Ah şu Fransızlar, açıklamalar hep Fransızca.





Louvre Müzesi 'nden Saint Germen bölgesine doğru yürüyünce Lüksemburg Bahçelerine ulaşıyoruz. 25 hektar üzerine, 1612 yılında  kurulan bu bahçe biraz hayal kırıklığına uğratıyor beni. Belki kış olduğundan çok yeşil değil. Ama içinde nefis heykeller var.
medici çeşmesi

  






Lüksemburg Bahçesi'nde biraz dinlenince bu defa Notre Dame Kilisesi'ne doğru yürüyoruz. Yürüyüşümüz sırasında pek çok heybetli, eski yapıyla karşılaşıyoruz. Burada beni en çok heyecanlandıran, binaların üzerinde gördüğüm "liberté, égalité, fraternité(eşitlik, adalet, kardeşlik)" sloganları. Tüm dünyayı etkileyen, monarşileri sona erdiren bu sloganların atıldığı sokaklarda dolaşabildiğim için şanslı hissediyorum kendimi.Fransa bayrağındaki üç renk, bu üç kavramı sembolize ediyormuş.

Notre Dame Katedrali'ni buluyor ancak yanına yaklaşamıyoruz, yangından dolayı kapatılmış, tadilat devam ediyor. Uzaktan görebiliyoruz. Sen Nehri'nin yanında, konumu çok güzel. Bolca da turist var.




notre dame katedralı
Katedralden sonra Sen Nehri'ni takip edip Eyfel Kulesini görmek için nehir boyunca yürümek istiyoruz. Ama Şubat'ta öyle soğuk ki, çok fazla devam edemiyoruz, ara sokaklara dalıp, biraz yolu uzatarak Eyfel Kulesi'ne ulaşıyoruz. 










Eyfel Kulesi 1889 yılında, Paris fuarı için geçici inşa edilen, en başta pek beğenilmeyen, hatta Paris'in siluetini bozduğu için yıkılması istenen, sonrasında çok turist öektiğinden bırakılan,  300 metre yüksekliğinde demirden bir yapı. Üç katı gezilebiliyor. Merdivenlerle veya asansörle ücret karşılığı çıkabiliyorsunuz. Biz ikinci kata kişi başı 16,60 Euro ücret ödeyerek çıktık. Eyfel Kulesi'ni çok beğendim.

Kule farklı bir yapı, Parisliler neden beğenmemişler anlayamadım. Eyfel, Paris'i kuşbakışı, panaromik  görme imkanı sunuyor. Kulede kafe, hediyelik eşya dükkanı ve Eyfel'in tarihi ile ilgili belgeseller, Paris konulu filmleri içeren afişlerin gösterildiği sergiler filan var. Eyfel'in tarih boyunca boyandığı tarihleri, kullanılan boya miktarını, çalışan işçileri  gösteren belgeseli çok sevdim.Fraklı zamanlarda, farklı renklere boyamışlar.
Eyfel'den Paris'in görünüşü

Eyfel'den Sen Nehri
Eyfel'de ve bahçesinde uzunca zaman geçirip, Şanzelize caddesine yöneliyoruz. Şıkır şıkır, pahalı markaların bulunduğu bir cadde Şanzelize. Fransızlar pek şıklar, kadın-erkek çoğu fular kullanıyor; havalı, entellektüel görünüyorlar. Trafikte nazik olduklarını ise söyleyemeyeceğim, yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçerke araçları üzerinize sürebiliyorlar. Restoranlarda yemek seçmek zor, her şey Fransızca. Birinci günü 37000 civarında adım atarak tamamlayıp, dinlenmek üzere otelimize dönüyoruz.





















Yorumlar

  1. yine ne güzel bir gezi yazısı. görmedim paris i ama görülcek her yeri görmüşsün yanii :) işallah yaza gezi yapılabilir yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. paris biraz üstten bakıyor insana ama güzel şehir deep. dünya eskisi gibi olacak mı çok merak ediyorum. bakalım neler göreceğiz?

      Sil
  2. Montmartre Ressamlar Tepesini görmediniz mi yoksa?:)

    YanıtlaSil
  3. Yaa çok güzel görünüyor. Bende gitmeyi çok isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. umarım görmek istediğin tüm şehirleri görme fırsatı bulursun. gezmek, öğrenmek iyi geliyor insana :))

      Sil
  4. Interesting post. Your blog is very cool :)!

    https://milentry-blog.blogspot.com

    YanıtlaSil
  5. joe dassin, le jardin du luxembourg, dinleseneee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk defa duydum ve dinledim.Fransizcanin hoş bir tınısı var.küfür etseler ninni gibi gelir herhalde :)

      Sil

Yorum Gönder