SİLAH SESİ
Yeşilevler , eskiden memurların tercih ettiği, altı-yedi katlı apartmanların bulunduğu nezih bir mahalleydi . Ama artık eski cazibesini kaybetmişti. Apartmanlar kırk yaşına gelmiş, eskimişti. Memur kesim terk etmiş, mahallenin sosyo kültürel yapısı değişmişti. Eskilerden üç-beş aile kalmıştı. Akan çatılar, boyası dökülen binalar vardı ancak binalarda yaşayanların onlarla uğraşacak ne parası, ne mecali, ne de buna yönelik hevesi vardı.
Olayların geçtiği gün bu mahallede hayat her zamanki gibiydi. Son bir aydır aşk acısı çeken ve acısını Ahmet Kaya şarkılarını bangır bangır çalarak dindirmeye çalışan Diyarbakırlı Bakkal Diyar, son ses mahalleyi inletiyordu:
".....Acı çekmek özgürlükseeeee
Özgürüz ikimiz deeee...,"
Alışverişe giden, işe giden insanlar, sokakta oynayan çocuklar..Sokak kedileri, köpekleri ve Ahmet Kaya... Mahallede her şey olağandı. Sonra iki el silah sesi duyuldu.....Her şey bir anlığına durdu. İnsanlar, hayvanlar kulak kesildi.Sonra hayat koşuşturmacası kaldığı yerden devam etti.
Ama eskilerden kalan, düzenden hoşlanan bir kaç sokak sakini silah sesinden rahatsız olmuş, polise haber vermişti.
Mahalle sakinlerinin beyanına göre silah sesi Zambak Apartmanı'ndan gelmişti.Polis tüm dairelerin kapısını tek tek çaldı. Bunlardan biri de öğretmen emeklisi karı-koca Yılmazer ailesiydi.
Yılmazer ailesi bu binada 30 yıldır yaşıyordu. Son iki yıldır kızları Dilek Yılmazer de tekrar aralarına katılmıştı. Dilek İngilizce İşletme bölümünü bitirdikten sonra yurt dışına ihracat yapan bir tekstil şirketinde işe girmiş, asgari ücretle ihracat departmanında çalışmaya başlamıştı. İşe girerken maaş artışı yapılacağı söylenmesine rağmen sözler tutulmamış, günlük on saate yakın köle gibi çalıştırılmasına daha fazla dayanamamış ve KPSS ye hazırlanıp memur olmak üzere ailesinin yanına gelmişti. Ama tanıdıkları olmadığından güvenlik soruşturması kısmını geçememiş, memur olma hayali gerçekleşmemiş, Dilek teselliyi karbonhidratta bulmuş, yedikçe şişmiş, şiştikçe depresyonu derinleşmişti.
Polis kapıyı çaldı, baba Hayri Yılmazer açtı. Eski komşuları olsa Hayri Bey'in bir anda beş yıl yaşlandığını, betinin benzinin attığını anlardı ama polis Hayri Bey'i tanımıyordu, nöbetini bitirip bir an önce evine dönmek niyetindeydi, bu nedenle Hayri Bey'in "silah sesi miydi, o ses?bu mahalle hep gürültülüdür" cevabından memnun olarak apartmanı terk etti. Bakkal Diyar silah sesinin duyulduğu zaman Hatay plakalı, yabancı siyah bir minibüsün sokaktan geçtiğini söylemiş, polis üzerinde durmamıştı.
Daha önce söylediğimiz gibi bu sokağın sakinleri hayat kavgasında, koşuşturmacasında olan insanlardı. Kimsenin kimseden haberi yoktu. Bunun için Dilek Yılmazer'in ortadan kaybolduğunu da kimse fark etmedi. Eski komşuları anne babasına sorduğundaysa akrabalarının yanına gittiğini söylediler.
Mahalle sakinleri Dilek'i merak etmese de sen merak etmiş olmalısın okuyucu. O zaman merakını giderelim. Dilek'in anne ve babası karıncayı incitmeyen insanlardı. Kızlarına zarar vermeleri söz konusu değildi. Dilek depresyondaydı ama canına kıymayı aklına bile getirmedi. O zaman ne olmuştu? Ülkesi konusunda ümitsizliğe kapılan Dilek, mülteci komşuları aracılığıyla insan kaçakçılarına ulaşmış ve İsveç'e gitmeyi kafaya koymuştu. Anne babası bu durumu onaylamasa da kızlarının gözlerinin önünde tükenmesine dayanamamış, gitmesine izin vermişlerdi. Olayların geçtiği o gün siyah minübüs gelip Dilek ve diğer kaçakları alıp götürecekti. Kızından ayrılırken duygusallaşan Hayri Bey,ne olur ne olmaz diye polis babasından kalma silahı Dilek'in valizin koymaya kalkmış, silah yanlışlıkla ateş almıştı. Allah'tan kimseye bir şey olmamıştı. Siyah minibüs bir saat sonra gelip Dilek'i alıp götürmüştü. Neyse ki Dilek sağ salim varmış, sığınmacı kabul edilmiş ve İsveç'te garson olarak çalışmaya başlamıştı. Sıla hasreti dışında Dilek'imiz gayet iyi, soranlara selamı var :)
Aleyküm selam diyelim bizde o zaman
YanıtlaSil:)))
Kurgu hoşuma gitti.
Gözümde canlandı yani sahneler.
:)
Teşekkürler:)
YanıtlaSilÇok eğlenceli bir yazı olmuş, sonunu böyle beklemiyordum. Umarım bir gün ben de yasal yollarla Dilek gibi gidebilirim. <33
YanıtlaSilGizem yaratmak istedim, ancak bu o kadar oldu:))
YanıtlaSilİyi, bir şey olmamış hanım kıza:)
YanıtlaSilNeyse ki ben varım da kendini kurtarabildi:)
SilGayet güzel bağlanmış konu. Gizem tam yerinde.
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim:)
Silbenim karakterimin soyadıda Yılmazer :)) Kelime Oyunu serisi çok zevkli oldu hakikaten...
YanıtlaSilbaşta yılmaz olacaktı soyadı ama yılmazer daha havalı geldi. tesadüf olmuş. kelime oyunu gerçekten çok eğlenceli:)
SilSevdim bu öyküyü, eline sağlık. Sadece "Böyle yerleri bilirsiniz." cümlesine takıldım. Emin olmamakla birlikte deneme ve söyleşilerde normal karşılansa da okuru anlatılan olaya şahit tutmak, ondan destek beklemek öykünüzü biraz zayıflatıyor sanki. Bu cümleyi çıkarıp devam eden cümleleri doğrudan anlatıcıya bırakırsanız bana göre daha güzel olur. Teşekkürler:)
YanıtlaSilOkuyucuyu olaya katmak için yapmıştım. Bir de çıkarıp deneyeyim:) teşekkür ederim:)
SilÇok sevindim, teşekkürler:)
YanıtlaSilooooo aferin dileke yaaa iyi numaraaa güzeldiiii :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:))
SilHayatın taa bağrından bir öykü.. bir nevi gerçek yaşam, insanların üç kuruş kazanmak için çektikleri, insan gibi yaşamak için verilen ödünler, silahlarla içiçe bir yaşam. Velhasıl beğeniyle okudum. Elinize sağlık. Sonunu da herhangi olası bir kötü duruma bağlamadan güzel kotarmışsınız. Sevgiler,
YanıtlaSilMutlu son seviyorum:) konu biraz abartılı gibi dursa da aslinda anlattıklarım hep çevremde gördüklerim. Teşekkür ederim:)
SilSeverek okudum, tebrikler
YanıtlaSilTeşekkürler..
Silayy korktum okurkeen bi şey olacak sandım kıza bi dee çok gerçekçi bir dil kullanmışsın gerçek hayattan bir olayı anlatıyorsun sandım o kadar kötü olaylar oluyor ki dünyada ay korkuyla okuduum ama sonunda rahatladım yaa :) neyse kaçıp gidebilmiş sevindim sonunaa :)
YanıtlaSilkıyar mıyım Dilekime? :)
SilNe hoş bir hikaye, ben de severek okudum! :)
YanıtlaSilTeşekkürler:)
Sil